Maksillofasiyal travmalar plastik cerrahinin önemli bir uğraş alanıdır. Bu çalışmada kliniğimizde 01.01.1998-30.12.2007 yılları arasında tedavi gören 232 maksillofasiyal travmalı hastanın geriye dönük analizi yapıldı ve uygulanan tedavi protokolleri incelendi. Kliniğimizde 10 yılda yatarak tedavi gören 232 hastanın %77,6’sı (n=180) erkek, %22,4’ü (n=50) kadındı. Hastaların %78,5’inde (n=182) tek kemikte kırık varken, %21,5’inde (n=50) birden çok kemikte kırık saptandı. Etyolojik nedenler incelendiğinde, %39,2’sinin (n=91) trafik kazası, %32,3’ünün (n=75) darp, %21,1’inin (n=49) yüksekten düşme ve %7,4’ünün (n=17) diğer nedenler olduğu görüldü. Erkeklerde darp en sık nedenken, kadınlarda ise trafik kazası ilk sıradaydı. Maksillofasiyal travmalarda en sık fraktür %63,8’le (n=148) mandibulada saptandı. Bunu, %27,1’le (n=63) maksilla ve zigomatik kemik kırıkları, %12.9’la (n=30) orbital kırıklar, %11,2’le (n=26) nazal ve nazoorbitoetmoidal kırıklar izledi. Kliniğimizde maksillofasyal travmalara bağlı kırıkların cerrahi tedavisinde titanyum plak-vida sistemi ile açık redüksiyon internal fiksasyon yöntemi kullanılmaktadır. Diğer tedavi yöntemleri ve olguya göre yaklaşımlarımızda özetlenmiştir.
Injuries to the facial bones, orbits and adjacent soft tissue structures are common in Plastic Reconstructive and Aesthetic Surgery practice. This paper retrospectively reviews the 232 maxillofacial trauma patients treated between 1998-2007 in our department. Of the 232 patients, 77.6 % (n:180) was male, 22.4% was (n:50) female. In 78.5 % (182) of cases only one fascial bone was fractured ; in 21.5 % ( n:50) of cases more then one fascial bone was fractured. The etiology of the maxillofascial fracture was traffic accident in 39.2 % (n:91), assault in 32.3 % (n:75), fall in 21.1 % (n:49) and other causes in 7.4 % (17). Assaults were the main etiological cause of fascial fractures in male patients whereas traffic accidents were main cause in female . The mandible was the most fractured (63.8 %, n: 148) among the fascial bones which is followed respectively by zygoma and maxilla (27.1 %, n: 63), orbita (%, n:30) , nasal and nasoethmoidoorbital fractures (11.2, n:26). The main treatment of choice in maxillofascial trauma is open reduction and internal fixation with titanium plate –screw system. The other treatment modalities are discussed in the report.
Diğer ID | JA59PR62HK |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Cilt: 18 Sayı: 2 |