Damak yarığı onarımı için pek çok yöntem tanımlanmıştır ve değişik merkezlerde farklı tedavi protokolleri uygulanmaktadır. Hangi yöntemin daha iyi olduğu hala tartışma konusudur. Ancak ortak amaç olarak damak yarığı onarımın kısa zamanlı hedefi fistül oluşmadan kapatılması, uzun dönem hedefi ise normal bir konuşmanın sağlanmasıdır. Damak yarığı olan 30 hasta tek bir cerrah tarafından değerlendirildi ve ameliyat edildi. Ameliyat yöntemi olarak damağın boyutlarına göre güvenli bir kapamayı sağlayacak şekilde öncelikli olarak Furlow çift ters z-plasti yöntemi (15 hasta), bunun uygulanamadığı hastalarda Bardach iki flep yöntemi seçildi (15 hasta). Çalışmanın en önemli kısa dönem sonucu olarak fistül oranları incelendi. Olgular geriye dönük olarak değerlendirildi ve bir basamaklama yöntemi ortaya çıkarıldı. Sübmüköz yarık ve Veau I yarıklarında Furlow yöntemi uygulandı (9 hasta). Veau II yarığı olan 4 hastada Furlow, 4 hastada Bardach, 1 hastada ise hem Furlow hem Bardach yöntemi ile onarım sağlandı. Veau III, IV ve orta hat yarığı olan 11 hastaya Bardach yöntemi uygulandı. Veau IV yarığı olan bir hasta ise yumuşak damağa Furlow sert damağa birincil kapama yöntemi uygulandı. Çalışmada ortalama fistül oranı %6.7 (2 hasta), Furlow yönteminde %0, Bardach yönteminde %13.4 olarak bulundu. Bu çalışmada Veau sınıflamasındaki artış ile fistül oranı arasında bağlantı bulunamadı. Bunun sebebi olarak da yarığın derecesi ve şiddetine göre ameliyat seçimi olduğu düşünüldü. Bu amaçla hastaların damaklarının genişliğine ve şekline göre ameliyat seçiminde basamaksal bir yaklaşım önermekteyiz.
Damak yarığı Furlow çift ters z-plasti Bardach iki flep palatoplastisi Damak fistülü
There are many methods described for the repair of cleft palate and various centers use different treatment protocols. It is still a matter of debate for which technique is better. However, as a common goal the short term aim in the treatment is the closure of the cleft without any fistulas and the long term goal obtaining normal speech. Thirty patients with cleft palate were evaluated and operated by a single surgeon. The choice of the technique was determined according to the dimensions of the cleft to provide a safe closure, with priority given to Furlow double opposing z-plasty (15 patients), and with Bardach 2 flap technique (15 patients) for patients whom Furlow technique was not possible. The most important short term outcome of the study was the rate of fistula formation. The cases were evaluated retrospectively and an algorithm was created. In submucous and Veau I clefts Furlow palatoplasty was performed (9 patients). For Veau II clefts, 4 patients underwent Furlow palatoplasty, 4 patients underwent Bardach two flap palatoplasty and 1 patients underwent both Furlow and Bardach palatoplasties. In 11 patients with Veau III, IV or median cleft Bardach two flap palatoplasty was performed. In one patient with Veau IV cleft Furlow palatoplasty for the soft palate and primary closure for the hard palate was performed. The overall rate of fistula was %6.7 (2 patients), with 0%for the Furlow technique and 13.4% for the Bardach technique. In this study there was no correlation between the level of Veau classification and the rate of fistula. It was hypothesized that the main reason for this was the choice of technique of palatoplasty according to degree and width of clefting. Thus, we propose to use an algorithmic approach for the choice of surgery based on the shape and dimensions of the cleft.
Diğer ID | JA59UN92YZ |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2008 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2008 Cilt: 16 Sayı: 3 |