Öz
Ziya Gökalp, Cumhuriyet’in ilk yıllarından başlayarak devletin resmi
uygulamaları ile hayata geçirilmeye çalışılan modernleşme hareketinin müzik
sahasındaki işleyiş biçimine fikirleri ile öncülük etmiş bir aydınımızdır.
Musiki inkılâbını harekete geçirecek müzik politikalarının şekillenmesinde,
müzikte milliyet bahsi üzerinden geliştirdiği fikirlerinin büyük etkisi vardır.
Müzik alanında yeterli bilgiye sahip olmamasına rağmen hars ve medeniyet
ayrımı üzerinden yapmış olduğu açıklamalarıyla yeni devletin müzik politikalarına
yön vermiştir. Gökalp’in tezinin bu kadar tutmasında en büyük
etken devletin yenileşme adına yaptığı müzik devrimine meşrulaştırıcı bir
zemin hazırlamasıdır.Gökalp’e göre geleneksel Osmanlı müziği Türk’e ait olmayan
Arap, Acem, Bizans karışımı melez bir müziktir. Asıl Türk’e ait olan
milli müzik nağmeleri hars’a ait olan halk müziği-melodilerinde saklıdır.Medeni
ve milli bir müziğe sahip olmanın tek yolu halk melodilerinin tespit
edilerek Batı müziği tekniği ile işlenmesinden geçer. Çünkü Batı müziği çok
sesli yapısı ile üstün sanatı temsil ederken Doğu müzikleri geri kalmışlığı,
ilkelliği temsil etmekteydi. Gökalp’in bu düşüncesi yapılmak istenen müzik
reformunun resmi uygulamalarını meşrulaştırdığından ötürü, sonraki yıllarda
milli musiki büyük oranda ifade edilen bu düşünce üzerinden yapılandırılmaya
çalışılmıştır. Dolayısıyla Cumhuriyet’in ilk sosyologlarından olan
Gökalp’ın devletin dayatmacı politikaları ile dönüştürmeye çalıştığı müzik
politikalarındaki rolü, politikaların yarattığı kimlik kargaşası, müzikolog ve
aydınlar arasında boy gösteren alaturka-alafranga tartışmaları gibi daha sayabileceğimiz birçok sosyolojik gelişmeler, müzik sosyolojisi perspektifiyle
değerlendirilebilir niteliktedir.
Buradan hareketle bu makalede Gökalp’in milli musiki hakkındaki
görüşlerinin tüm detayları bu minvalde değerlendirilmektedir.