Polish artist Magdalena Abakanowicz was born in 1930 in Warsaw is known with converting the weave to a artistic medium. Abakanowicz always makes feel a struggle for a new genesis of a changed human nature with her thinking entirely consistent to her continuing concern for the relationship between nature and culture, those familiar with the development of her work from enviroments consisting of objects made of natural fibers to sculptural groups based on the human figure to the series known as the War Games incorporating parts of tree; In 1980 Venice Biennial “embryologies” resonant with the theme of latency as well as imprisonment to the armies of headless “hollow men” mindlessly following the orders of an invisible dictator to the theme of a cycle of living organisms represented by the Vertical Green “arboids”. Abakanowicz, renovates the sculpture of 20.century, carries to it hers plastic and while doing this, doesn’t break off not even a moment from a matter of tragic man. Abakanowicz, never stings a tool between own and created medium, always cares hand sensitivity despite date’s technologic possibility. Another important characteristic of her works is that she never cast more than one in the same mold, each of them is individual. But despite that, none of them has a trace for identification. Whatever Abakanowicz use in works, there is a big share of her weaving experience in the formation of her art and under her making visible of the touch of her hands. Magdalena Abakanowicz's life and her art have been a continuous protest against to boundaries. This is a attitude against to; boundaries in accepted usage of fibery materials, boundaries in tapestry tradition, boundaries in places that have to work, boundaries in every area of daily life in poor and bureaucratic country. As an artist produces from the 70s, Abakanowicz, is an important as name with one of specific susceptibility and approaching into the contemporary art. This article aims to submit the artist’s approach with expression over the Abakanowicz’s Works.
1930 Varşova doğumlu Polonyalı sanatçı Magdalena Abakanowicz, dokumayı bir sanat gerecine dönüştürmesiyle tanınır. Abakanowicz, doğa ve kültür arasındaki ilişkiye dair süre gelen kaygısıyla tamamıyla tutarlı olan, çevreden gelen nesneler ve doğal liflerden oluşturduğu çalışmalarının gelişiminde; 1980 Venedik Bienali’ndeki Embriyoloji yerleştirmesinin gizlilik konusuyla yankılanmasında; insan figürüne dayanan heykel gruplarında; görünmez diktatörün emirlerini akılsızca takip eden “oyuk insan” ordularında; ağaç parçalarını içeren ve Savaş Oyunları olarak bilinen korkutucu serisindeki silahlarda ve ampüte edilmiş bandajlanmış uzuvlar benzetmelerinde; yaşayan organizmaların döngüsünü temsil eden Düşey Yeşil arboidlerde, değişen insan doğasının yeni başlangıcı için mücadeleyi hep hissettirir. Abakanowicz, 20. yüzyıl heykelini yenilemiş, onu kendi plastiğine taşımış ve bunu yaparken de trajik insan meselesinden bir an bile kopmamıştır. Kendisi ile yarattığı malzeme arasına hiçbir zaman bir araç sokmayan Abakanowicz, çağın teknolojik olanaklarına rağmen elin duyarlılığını hep önemsemiştir. Çalışmalarının bir diğer önemli özelliği aynı kalıpla asla birden çok döküm yapmamasıdır, her biri tekildir. Ancak buna rağmen, hiçbiri kimlik tanımlaması yapılmasına ilişkin bir iz de taşımazlar. Abakanowicz çalışmalarında hangi malzemeyi kullanmış olursa olsun sanatının biçimlenmesinde, ellerinin dokunuşunu görünür kılmasının altında, dokuma deneyiminin büyük payı vardır. Magdalena Abakanowicz'in hayatı ve sanatı sınırlara karşı sürekli bir karşı çıkış olmuştur. Bu; lifli malzemelerin kabul edilmiş kullanımlarındaki kısıtlamalara, duvar halısı geleneğindeki kısıtlamalara, içinde çalışmak zorunda olduğu mekânların kısıtlamalarına, fakir ve bürokratik bir ülkedeki günlük yaşamın her alanındaki kısıtlamalarına karşı bir duruştur. 70’lerden beri üreten bir sanatçı olarak Abakanowicz, çağdaş sanatın içine, kendine özgü bir duyarlılık ve yaklaşımla oturan bir isim olarak önemlidir. Bu makale, Abakanowicz’in çalışmaları üzerinden bir anlatımla sanatçının bu yaklaşımını sunmayı amaçlamaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 1 Sayı: 1 |