İşsizlik, gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerin günümüzde ve gelecekteki öncelikli sorunu durumundadır. Doğurduğu sonuçlar itibariyle hem ekonomik hem de sosyolojik ve psikolojik bir sorundur. Uluslar arası Çalışma Örgütü’nün (ILO) yayımladığı raporlar işsizliğin küresel ölçekte bir tehdit olduğunu göstermektedir. İşsizliğin küresel bir boyut alması kadar önemli bir başka nokta da istihdam ile büyüme arasında iktisat teorisinde eskiden beri kurulan doğrusal ilişkinin sorgulanmaya başlanmasıdır. Dünya ve ülkemiz ekonomisi hızla büyümesine rağmen işsizlik oranları dramatik bir biçimde yükselmededir. Küresel süreç, teknolojik gelişmeler, üretim ve yatırımın yeryüzünde dağılımı, nüfus artışı, verimlilik artışı ve kamu kesiminin ekonomideki pozisyonu gibi birçok etmen işsizlik olgusunu nitelik ve nicelik olarak belirlemektedir. Ülkeler işsizlik tehdidine karşı yeni istihdam politikaları arayışları ile işsizliğin önlenmesi ve yeni istihdam artırıcı stratejiler konusunda ciddi politikalar üretme zorunluluğu ile karşı karşıya bulunmaktadırlar. Sorunun benimsenen kapitalist ekonomik sisteme ilişkin yanı, sisteme yönelik sorgulamaları yoğunlaştırırken teknoloji ve verimlilik faktörleri de teknik incelemelerin zorunluluğunu önplana çıkarmaktadır. Sorunun çözümünün, nedeninde aranması kuralı esasında çözüm stratejileri konusunda yol gösterici olmaktadır. Ancak her çözüm önerisinin de pratik kabiliyetinin ve uygulanabilirliğinin olması her zaman mümkün olmamaktadır. Çalışmamız özellikle belli konular üzerinde odaklanacaktır. Bunlar çözüme yönelik politik tercihler ve stratejiler, ekonomik sürecin yönetimi, sektörel yapılanmalar, istihdam artırıcı yeni perspektifler ve insan faktörünün doğru eğitimine yönelik farklı yaklaşımlardan oluşacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Mart 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 7 Sayı: 1 |