Hope and hopelessness are concepts that are coexistant with humankind throughout the time. Personal interpretations of these concepts and the ways of personally experiencing them
constantly drive an individual into an existential anxiety. Thus a solution to the existential crisis that
an individual is lead into by these two concepts is attempted to be suggested in this study through
an existential approach. In this study, the two basic concepts of the existentialist teaching which are
hope and hopelessness are discussed based on the novel Il Deserto dei Tartari by Buzzatti and a
suggestion to eliminate the contradiction between these concepts or, to be exact, a possibility to
make a preference between the two aforementioned concepts is attempted to be put forth based
on the ideas of Kierkegaard.
Kierkegaard Dino Buzzatti Hope Hopeless Existentialism Epistemology
Umut ve umutsuzluk, insanoğlunun yaşamında, her dönem sürekli yer eden kavramlardır. Bu
kavramlara karşı geliştirilen kişisel yorumlar ve bu kavramları kişisel olarak deneyimleme
biçimlerimiz, sürekli olarak bireyi varoluşsal kaygılara sürüklemektedir. Dolayısı ile bireyde
varoluşsal sancılara sebep olan bu iki kavramın yol açtığı karışıklığı varoluşçu bir bakış açısı ile ele
almak ve bir çözüm önerisi sunmak istedim. Bu yazımda, Buzzati’nin Tatar Çölü adlı romanından
hareketle umut ve umutsuzluk olmak üzere Varoluşçu geleneğin iki temel kavramı üzerinde durdum
ve yine Kierkegaard’ın görüşlerinden hareketle bu ikisi arasındaki karşıtlığın giderilebilmesi ya da,
daha kesin bir ifadeyle, söz konusu iki kavram arasında bir tercih yapılabilmesinin imkânını ortaya
koymaya çalıştım.
Kierkegaard Dino Buzzati Umut Umutsuzluk Varoluşçuluk Epistemoloji Epistemoloji
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 2 Sayı: 4 |