After the Ottoman Empire conquered the cities in the Balkan geography, the poets who grew up in these cities made a great contribution to classical Turkish literature. Hundreds of poets who grew up in many Rumelian cities from Bosnia to Plovdiv, from Bitola to Sofia, from Skopje to Vardar Yenicesi, have taken their place in literary history. Although there are many poets whose names are not found in historical sources but have been brought to light through studies, it is estimated that there are also many poets waiting to be unearthed. Bulgaria has a special place in Rumelia both in terms of the number of poets it has raised and as the center of rose culture. The knowledge that roses grow in Thracian lands dates back to historian Herodotus. After the Ottoman Empire brought oil rose to Bulgaria in the 18th century and it became clear that the geography was suitable for growing this flower, many cities in Bulgaria have been remembered with their roses until today. One of the 19th century classical Turkish poets born in Eskicuma, one of the cities of Bulgaria, is Hamid - who is not mentioned in the biographies. The frequent use of words around roses, such as rose, gulsen, gulzar, gulistan, (rosarium) and bud, seen in the poems of Hamid, who was in search of a new poetic theme, attracted our attention and an analysis was made in this direction. Based on Hamid’s depiction of the beauties of Rumelian cities such as Shumen and Tirnova, which we can call a visual poet, it has been examined to what extent Bulgaria’s rose cultivation has a place in Hamid’s poems
Osmanlı Devleti’nin Balkan coğrafyasında bulunan şehirleri fethinden sonra bu şehirlerde yetişen şairlerin klasik Türk edebiyatına çok büyük katkısı olmuştur. Bosna’dan Filibe’ye, Manastır’dan Sofya’ya, Üsküp’ten Vardar Yenicesi’ne kadar birçok Rumeli şehrinde yetişen yüzlerce şair, edebiyat tarihlerindeki yerini almıştır. Tarihi kaynaklarda isimlerine rastlanılmayan fakat yapılan çalışmalarla gün yüzüne çıkarılan birçok şair bulunmakla beraber gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen nice şairin olduğu da tahmin edilmektedir.
Rumeli’de, hem yetiştirdiği şair sayısı hem de gülcülüğün merkezi olması bakımından Bulgaristan’ın ayrı bir yeri bulunmaktadır. Trakya topraklarında gül yetiştiği bilgisi tarihçi Heredot’a kadar uzanır. Osmanlı Devleti’nin 18. yüzyılda Bulgaristan’a yağ gülü getirmesi ve coğrafyanın bu çiçeği yetiştirmeye elverişli olmasının anlaşılmasının ardından Bulgaristan’daki birçok şehir günümüze değin gülleriyle anılmıştır.
Bulgaristan şehirlerinden biri olan Eskicuma’da doğan 19. yüzyıl klasik Türk şairlerinden biri de -tezkirelerde kendisinden bahsedilmeyen- Hamîd’dir. Yeni mazmun arayışlarında olan Hamîd’in şiirlerinde görülen gül, gülşen, gülzar, gülistan, gonca gibi gül etrafında oluşan kelimelerin sıklıkla kullanılması dikkatimizi çekmiş ve bu yönde inceleme yapılmıştır. Görsel bir şair diyebileceğimiz Hamîd’in Şumnu, Tırnova gibi Rumeli şehirlerinin güzelliklerini tasvir etmesinden hareketle, Bulgaristan’ın gül yetiştiriciliğinin Hamid’in şiirlerinde ne derece yer edindiği incelemeye tabi tutulmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Edebi Teori |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2024 |
Gönderilme Tarihi | 29 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 29 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 4 Sayı: 1 |
Uluslararası Filoloji Bengü Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.