Mezenter arter embolisi genellikle kardiyak problemlere sekonder oluşmaktadır. Acil olgular içerisinde önemli derecede morbidite ve mortalite sebebidir. Mezenter arter iskemisi nedeni ile gastrointeatinal sistem (GİS) cerrahisi yapılan hastalarda ortaya çıkan anastomoz kaçakları yüksek morbidite ve mortaliteye neden olmaktadır. Yeni operasyon tekniklerin kullanılması, operasyon öncesi hasta hazırlığında ve postoperatif hasta takibinde göstrerilen özene ek olarak geliştirilen teknikler, metabolik parametrelerin düzeltilmesi ve peroperatif vaskülarisazyona özen gösterilmesiyle son yıllarda fistül insidansı giderek azaltılmıştır. Anastomoz kaçağı sonucu gelişen safra fistülünde octreotit tedavisine dramatik cevap birçok çalışmada bildirilmiştir. Hastamızda tespit edilmiş herhangi bir kardiyak problem bulunmamaktadır. Mezenter arter iskemisi nedeni ile yapılan GİS anastomozunda gelişen geç anastomoz kaçağı olgunun öne çıkan özelliğidir. IV-oral replasmana rağmen inatçı potasyum düşüklüğü ve albumin düşüklüğü hastamızda dikkati çekmektedir. IV-oral replasmanlarla bu eksiklikler yerine konmaya çalışılırken sağ bacakta DVT gelişmiştir. Hastamızda gelişen 2000 cc debisi olan safra fistülü, 10 gün octreotit tedavisi ile intravenöz total parenteral nütrisyon verilmesi üzerine debisi azalarak postoperatif 20. günde fistül kapanmıştır.Ve oral beslenmeye başlanmıştır. Ancak hipopotasemi ve hipo albuminemi tablosu tüm replasmanlarılarımıza rağmen düzelmemiştir.
Mezenter arter trombozu anastomoz kaçağı safra fistulü hipopotasemi hipoalbuminemi.
Mesenteric artery embolism often occurs secondarily to cardiac problems. In emergencies, it is a significant cause of morbidity and mortality. Anastomotic leakage occurring in patients who undergo surgery for gastrointestinal system (GIS) due to mesenteric artery ischemia causes high morbidity and mortality.The use of new surgical techniques, the techniques developed in addition to preoperative patient preparation and the follow-up patients care after surgery, correction of metabolic parameters, and the care for preoperative vascularisation have gradually reduced the incidence of fistula in recent years. Dramatic response to the octreotide treatment in the biliary fistula caused by anastomosis has been reported in many studies. Our patient did not have any cardiac problems. The late anastomotic leakage developing in the gastrointestinal anastomosis performed because of the mesenteric artery ischemia is the highlight of the case. In spite of IV-oral replacement, refractory potassium impairment and low albumin are noteworthy in our patients. While these deficiencies were being supplemented through IV- oral replacements, DVT developed in the right leg. The biliary fistula with the debit of 2000 cc occurring in our patient was treated with 10 days of octreotit treatment of intravenous total parenteral nutrition, and the debit increased and fistula was closed on the 20th postoperative day. Then, oral nutrition was started. However, the table of hypopotassemia and hypoalbuminemia was not rehabilitated, despite all our replacements.
Diğer ID | JA42FD65ZV |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 12 Temmuz 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 2 Sayı: 4 |