İnsanoğlu var olduğundan beri yaşanan insan hareketleri her dönemde farklı sebeplerden dolayı gerçekleşmiş ve farklı sonuçlar doğurmuştur. Özellikle 20. yüzyılın başlarından Soğuk Savaş’ın sonuna kadar gözle görülür şekilde göç, iş gücü ihtiyacı ve ekonomik saiklerle teşvik edilmiştir. Ancak Soğuk Savaş sonrasında çeşitli sebeplerden ötürü göç olgusu devletler tarafından ileri seviyede bir güvenlik sorunu olarak görülmeye başlamıştır. Bugün halen önemli bir sorun olarak değerlendirilen göç olgusu gelişmiş ülkeler tarafından insani boyuttan uzak salt devlet ve çıkar merkezli ele alınarak güvenlikleştirme politikaları çerçevesinde çözülmeye çalışılmaktadır. Bu çalışmada, uluslararası göç ve göçmenlere karşı uygulanan güvenlikleştirme yaklaşımının meseleyi nasıl bir boyuta taşıdığının analiz edilmesi amaçlanmaktadır. Bu çerçevede güvenlikleştirme yaklaşımı açıklanarak, göçün ve göçün öznesi konumunda olan kitlelerin nasıl güvenlikleştirildiği açıklanacaktır. Öncesinde, göçü tehdit unsuru haline getiren süreç ve dönüşün altındaki nedenler ele alınacaktır. Esas itibariyle bu çalışma sürdürülen bu güvenlikçi politikaların pratik de sorunları çözmede yetersiz kaldığını ve meselelerin derinleştirilmesine bağlı olarak ırkçı ve islamofobik tehditler ürettiğini savunmaktadır.
Since human beings have existed, human movements have occurred in every period for different reasons and have produced different results. Especially from the beginning of the 20th century until the end of the Cold War, immigration was visibly encouraged by the need for labor and economic motives. However, due to various reasons after the Cold War, the phenomenon of immigration has begun to be seen as an advanced security problem by states. The phenomenon of migration, which is still considered as a more important problem today, is tried to be solved by the developed countries within the framework of securitization policies, by dealing with only the state and interests, away from the humanitarian dimension. In this study, it is aimed to analyze how the international migration and the securitization approach applied to immigrants carry the issue. In this framework, the securitization approach will be explained and how the migration and the masses who are the subject of migration are securitized will be explained. First, the process that makes migration a threat and the reasons behind the return will be discussed. Essentially, this study argues that these security policies are inadequate in solving the problems in practice and that they produce racist and islamophobic threats depending on the deepening of the issues.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası İlişkiler |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Gönderilme Tarihi | 28 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 1 Sayı: 1 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Dergimize gönderilen çalışmalar Turnitin tarafından taranmaktadır.