Kökleri İslâmiyet öncesine kadar uzanan âşıklık, engin geçmişinden aldığı bilgi, birikim ve tecrübeyle canlılığını yitirmeden günümüze kadar ulaşabilen nadide geleneksel kültür hazinelerimiz arasında yer almaktadır. Âşıklar, tarihin her döneminde toplumda önde gelen isimler olarak saygınlık kazanmışlardır. Yetiştikleri bölgelerde; halk hekimi, gezgin, bilge, imam, şair ve halk kahramanı gibi çeşitli unvanlarla anılan âşıkların toplumsal yapıda bu denli ön plana çıkma sebeplerinin başında sazları ve sözleriyle toplumun sesi olmaları gelmektedir. Yaşadığı bölgenin güzelliklerini, iklimini, doğasını ele alan âşıklar, bölge halkının sıkıntılarını da kulak ardı etmemişlerdir. Halkın yaşadığı türlü sıkıntılar, doğal afetler ve savaşlar âşıklar tarafından saz ve söz ile gönülden kopan namelerle dört bir yana duyurulmuştur. Bu nedenle âşıklar yeri gelmiş milli mücadele kahramanı olmuş, yeri gelmiş devlet adamlarının millete karşı hatalı tutumlarının açığa çıkarıcısı olarak haksızlığa karşı dik bir duruş sergilemişlerdir. Âşıklık geleneğinin bu günü incelendiğinde, 21. yüzyılın getirdiği medya ve teknolojiyle beraber âşıkların icra şekilleri, mekânları ve şiirlerin muhtevası başta olmak üzere gelenekte büyük değişikliklerin yaşandığı görülmekte, âşıklık geleneğinin varlığı/kuvveti ve geleceği tartışılmaktadır. Bu tartışmalar çerçevesinde geleneğin, değişim ve dönüşüm süreçlerine temas edilerek günümüzdeki varlığıyla ilgili incelemelerde bulunulacaktır. Tüm dünyada ve ülkemizde yaşanan salgın hastalıklar nedeniyle devlet ve millet olarak yaşamakta olduğumuz bu zorlu süreçlerde çok sayıda âşığın toplumun derdiyle dertlenmesi, ortak duygu, düşünce ve gönül dünyamızı yansıtan, birlik ve beraberliğimizi pekiştiren şiirler oluşturmaları göz önüne alınarak âşıklık geleneğinin günümüzdeki durumu ele alınacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 5 Sayı: 1 |