This article aims to elaborate the Little Expressionless Animals, the story written by David Foster Wallace, to present a criticism regarding how heavy television watching serves to distract individuals from the real world and creates blankness in their inner world and makes them ‘expressionless animals’. The author attempts to illustrate that the frequent exposure to the television programs and its distorted images cause the false perception of reality, the personalization of visual images and the loss of the self in an artificial world. The confusion of existential reality and visual, arbitrary environment lead to failure to distinguish the image ‘signifier’ and the real thing ‘signified’. The individuals living in a delusional world created by the television confuse signifier (TV images) with signified (real life occurring, events or objects). The author uses faces as metaphors with concave – convex expression and was inspired by John Ashbery’s poem “Self-Portrait in a Convex Mirror,”, based on the portrait painted by Parmigianino. Wallace, as well as Ashbery demonstrates irony and paradox reflecting inner and outer of self.
Bu makale aşırı televizyon izlemenin bireyleri gerçek dünyadan uzaklaştırmaya ve kendi iç dünyalarında boşluk yaratmaya hizmet ederek onları nasıl ‘ifadesiz hayvanlar’ yaptığı ile ilgili bir eleştiri sunmak için David Foster Wallace tarafından yazılmış Küçük İfadesiz Hayvanlar öyküsünün ayrıntılarına inmeyi amaçlamaktadır. Yazar, bozulmuş görüntülerin ve televizyon programlarına sık sık maruz kalmanın, gerçekliğin yanlış algılanması, görsel şekillerin kişileştirilmesi ve yapay bir dünyada kendini kaybetmeye sebep olduğunu gösterme çabasındadır. Varoluşsal gerçeklik ve görsel, keyfi ortamın karıştırılması, görüntü olan 'gösteren'i ve gerçek şey olan 'gösterilen'i ayırt etmede başarısızlığa yol açar. Televizyon tarafından oluşturulan bir sanrısal dünyada yaşayan bireyler gösteren (TV görüntüleri) ile gösterileni (gerçek hayatta olan olayları, etkinlikleri veya nesneleri) karıştırırlar. Yazar içbükey (konkav) - dışbükey (konveks) ifadesi ile yüzleri metafor olarak kullanır ve Parmigianino tarafından yapılan bir portreye dayanan John Ashbery’nin şiiri "Dış Bükey Aynada Kendi Portresi"nden esinlenmiştir. Hem Wallace, hem de Ashbery ironi ve iç ve dış benliği yansıtan paradoksu göstermektedirler.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 |