Southwestern Asia (known as the Middle East) which includes Anatolia, attracted the worlds attention to its land with its rich heritage created thousands of years. The place where the Osmanlı culture and civilisation emerged, was also based on the some wonders of the ancient world left behind by the earlier civilisations. Invisible and intangible moral culture and the differing and various types of remains became common values of contemporary states and world to be claimed. It is controversial whether the Osmanlı was fully aware of the importance of these extants but it is clear that it did not meet any cultural piece of ancient remains peculiar, just because they relinquished by different ancient nations, as today's extreme nationalist views. Buildings and other structures in the new conquered territories were never destroyed or demolished but they were repaired or restored and upkept for the use of Osmanlı. Yet, the artistic, cultural and historical values of these remains were probably evaluated only during the late Osmanlı period. The documents gathered from the Osmanlı and European archieves reveal that the Osmanlı began to understand the reasons of the feverish archeaological excavations which were began at the end of the 18th and at the beginning of 19th centuries on its land, only at the beginning of the 20th century. The antique sources which were translated into the European languages aroused inquisitives curiousity and desire to come to Osmanlı territories. Some of the travellers and itinerants who saw the remnants of Hellen, Roman and Christian values as the basis of their culture or wanted to see other remains from earlier civilisations, decided to uncover, explore and even exerted on taking them to their own countries. This initiated a new motion in European world on Osmanlı. This study will concentrate on the activities of Germans on ancient history and archaeological researchs held within the Osmanlı State depending upon the documents provided especially from the Prime Ministry Osmanlı Archive in Istanbul and German documents from the Politisches des Archiv Auswärtigen Amtes in Berlin.
Ancient history archaeology historical materials museum restoration archaeological excavation
Binyıllar boyunca farklı kültür ve medeniyetlerin kurulduğu, Anadolu’yu da içine alan Güneybatı Asya (Ortadoğu), zengin tarihi değerleriyle bütün dünyanın dikkatini üzerine çekmiştir. Osmanlı Devleti’nin doğduğu, kültür ve medeniyetinin oluştuğu ve geliştiği yer de bu eski dünyanın harikalarının, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri halinde geride bırakıldığı topraklardır. Gözle görülüp, elle tutulamayan, ancak eski kültürlerden bir sonraki topluluğa geleneksel yollarla yaşatılarak aktarılan manevi kültür ve geride bırakılan şekillenmiş her türlü eserle bütün ya da parça parça günümüze kadar ulaşmış olan maddi kültür kalıntıları artık yaşayan toplumun ve dünyanın da sahip çıkması gereken ortak değerler olmuştur. Osmanlı Devleti’nin kurulduğu ve geliştiği çağlarda, bu değerlerin ne kadar farkında olup olmadığı konusu tartışmalı olmakla birlikte, Osmanlı, karşılaştığı yeni kültürlerin başka milletlerin ürünü olup olmamasını günümüz aşırı milliyetçi bakış açılarından çok farklı değerlendirmiştir. Ele geçirilen yerlerde ayakta kalan yapıların yıkılması yerine, işe yarayacak halde restore edilerek kullanılmaları sayesinde bu yapılar, bakım ve onarım görebilmiş ve varlığını devam ettirmiştir. Ancak bu eserlerin aynı zamanda birer sanat, kültür ve tarihi değerinin olduğunun farkına varılmasının, Osmanlı’nın geç dönemlerine rastladığı belgelerden anlaşılmaktadır. Belgelere göre Osmanlı Devleti yetkilileri, 18. yüzyıl sonları-19. yüzyıl başlarından itibaren toprakları üzerinde başlatılmış olan hummalı tarihi eser araştırmalarının sebebini ancak 20. yüzyıl başlarında anlamlandırmaya başlamıştır. Batı dillerine tercüme edilen antik kaynakların Avrupa’da çeşitli sebeplerle ilgi ve merak uyandırması ve iştah kabartması, pekçok gezginin Osmanlı topraklarında belirmesine yol açmıştır. Gezgin ve seyyahların bir kısmı özellikle kendi kültürlerine temel oluşturmak için Hellen, Roma ve Hıristiyanlık kültürüne ya da daha eskiye ait olan eserleri görmek, keşfetmek ve hatta ülkelerine götürmek için yeni bir çaba içerisine girmişlerdir. Bu, Avrupa dünyasında yeni bir hareketin başlamasına sebep olmuştur. Bu çalışmada, başta özellikle İstanbul Başbakanlık Osmanlı Arşivi olmak üzere Berlin’de Politisches des Archiv Auswärtigen Amtes’daki Alman belgelerine dayanarak Devlet ve şahıslar nezdinde, Almanlar’ın Osmanlı Devleti içerisinde yaptıkları eskiçağ ve arkeoloji araştırmaları ve bunların sonuçları ele alınacaktır.
Eskiçağ tarihi arkeoloji tarihi eser müze restorasyon arkeolojik kazı Osmanlı Avrupa Almanya.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 |