This study examines the cultural, aesthetic, and technological reflections of the Space Race, which gained momentum during the 1960s, through the example of the Futuro House, designed by Finnish architect Matti Suuronen. The space rivalry between the USA and the USSR during the Cold War influenced not only scientific advancements but also deeply shaped everyday life, arts, architecture, and consumer culture. Within this context, the Futuro House is considered as a tangible representation of the futuristic spatial imagination shaped by the space age. Developed in 1968 as a prefabricated and portable house, the Futuro House represents not only an innovative architectural solution through its plastic-based materials, modular structure, and ellipsoid form but also embodies the cultural imagination of the period. While most studies in the literature have focused on the building’s formal and material characteristics, its ideological, aesthetic, and representational dimensions have remained underexplored. This study aims to fill this critical gap. Based on a qualitative research method, the study conducts a historical context analysis through archival documents, scholarly literature, media content, and primary sources. The building’s formal relationship with Googie architecture, its integration with space-age aesthetics, its media representations, and interior organization are examined through a multi-layered analytical framework.
The findings reveal that the Futuro House emerged as a cultural icon that provided an alternative to conventional housing models, embodying ideals of individual freedom, technological innovation, and consumer culture. Its primary function as a vacation home positions it within an upper-middle-class utopian narrative similar to the Case Study Houses. Ultimately, the Futuro House demonstrates that architecture is not merely about producing physical shelter, but also about expressing the ideological and aesthetic projections of a specific historical moment through spatial design.
Bu çalışma, 1960’lı yıllarda ivme kazanan uzay yarışının kültürel, estetik ve teknolojik yansımalarını, Fin mimar Matti Suuronen tarafından tasarlanan Futuro House üzerinden değerlendirmektedir. Soğuk Savaş döneminde ABD ve SSCB arasında yaşanan uzay rekabeti, yalnızca bilimsel ilerlemeleri değil, aynı zamanda gündelik yaşamdan sanata, mimariden tüketim kültürüne kadar pek çok alanı derinden etkilemiştir. Bu bağlamda, Futuro House dönemin uzay çağını merkeze alan gelecek tahayyüllerinin mimariye yansımış somut bir temsili olarak ele alınmaktadır. 1968’de geliştirilen ve prefabrik, taşınabilir bir konut olarak tasarlanan Futuro House, plastik esaslı malzemeler, modüler yapısı ve elipsoid formuyla yalnızca yenilikçi bir yapı değil; aynı zamanda bir dönemin kültürel hayal gücünün mekânsal ifadesidir. Literatürde yapı üzerine yapılmış çalışmaların çoğu biçimsel özelliklere ve malzeme kullanımına odaklanmış; ancak yapının ideolojik, estetik ve temsil gücü açısından kapsamlı bir değerlendirmesi sınırlı kalmıştır. Bu çalışma, söz konusu eksikliği gidermeyi hedeflemektedir. Nitel araştırma yöntemine dayanan çalışmada, arşiv belgeleri, akademik yayınlar, medya içerikleri ve birincil kaynaklar üzerinden tarihsel bağlam analizi gerçekleştirilmiştir. Yapının Googie mimarisiyle kurduğu biçimsel ilişki, uzay estetiğiyle bütünleşme biçimi, medya temsilleri ve iç mekân organizasyonu çok katmanlı bir okuma çerçevesinde değerlendirilmiştir. Araştırma bulguları, Futuro House’un klasik konut modellerine alternatif olarak ortaya çıkan bir kültürel ikon olduğunu ve bireysel özgürlük, teknolojik yenilik ve tüketim ideallerinin mimariye yansımış biçimi olduğunu ortaya koymaktadır. Yapının birincil fonksiyonu olan tatil evi işlevi, onu Case Study House benzeri bir üst sınıf ütopyası konumuna taşımaktadır. Sonuç olarak Futuro House, mimarlığın yalnızca fiziksel bir barınak üretimi değil, aynı zamanda dönemin ideolojik ve estetik tahayyüllerini temsil eden kültürel bir anlatı alanı olduğunu göstermektedir. Elde edilen bulgular, Futuro House’un mimarlık tarihinde geleneksel konut anlayışının dışına çıkarak, dönemin gelecek tahayyüllerini somutlaştıran bir kültürel nesneye dönüştüğünü göstermektedir. Yapı; mobilite, teknoloji, bireysellik ve estetik arasında kurulmuş karmaşık bir ilişki ağı sunmaktadır. Bu bağlamda çalışma, mimarlığın yalnızca barınma ihtiyacına yanıt veren bir disiplin değil, aynı zamanda dönemin ideolojik, teknolojik ve estetik beklentilerini temsil eden çok katmanlı bir üretim alanı olduğunu vurgulamaktadır.
Sorumlu yazarın 2019 yılında Dr. Öğr. Üyesi Umut Şumnu danışmanlığında yürüttüğü “Evde Endüstri Devrimi: Makine Ev, Geleceğin Evi ve Akıllı Ev” başlıklı yüksek lisans çalışmasında yer alan bir örneğin daha ileri düzeyde geliştirilmesiyle bu araştırmaya ilham kaynağı olması nedeniyle Başkent Üniversitesi, İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Umut Şumnu’ya, çalışma süresince yazarları yönlendiren ve her koşulda destekleyen Başkent Üniversitesi, İç mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Gözen Güner Aktaş’a ve Düzce Üniversitesi, Temel Sanat Bilimleri öğretim üyesi değerli Doç. Dr. Vildan Işık’a süreç boyunca olan destekleri ve yönlendirmeleri, yazarların akademik gelişimine bulunduğu katkılar için teşekkür ederiz.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Tasarım Tarihi, Teorisi ve Eleştiri |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Erken Görünüm Tarihi | 15 Kasım 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 17 Kasım 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 9 Nisan 2025 |
| Kabul Tarihi | 21 Temmuz 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 6 Sayı: 2 |