Türk boyları içinde kadim bir uygarlığa sahip olan
Uygur Türkleri, İslam öncesi dönemlerde olduğu gibi, İslam Dinini kabul
ettikten sonra da Türk ve İslam medeniyetine büyük katkılar sunmuştur. Türkistan
coğrafyası Karahanlılar döneminde ilim ve medeniyet merkezi olmuş, Karahanlıların
başkenti ve İpek yolu üzerinde bulunan Kaşgar adeta medeniyetin beşiği haline
gelmiştir. Bu coğrafyada yetişen pek çok bilim insanları ilim, kültür ve sanat
alanlarında pek çok örnek eser ortaya koymuşlardır. Edebiyat alanında
azımsanamayacak kadar eserler kaleme alınmış, çoğu da zamanımıza kadar ulaşmıştır.
Arap Alfabesiyle kaleme alınan eserlerin bir kısmı Çağatay Uygur Türkçesiyle,
bir kısmı Arapça olarak, bir kısmı da Farsça yazılmışlardır. Bu gelenek 19.
Asrın başlarına kadar devam etmiştir. Bu makalede hayatını ve eserlerini bahis
mevzuu ettiğimiz Tecellî, Klasik Uygur Edebiyatının son örneklerinden bir olarak
bilinmektedir. Onun hayatını, yaşadığı çevreyi ve eserlerini anlamaya çalışmak,
Klasik Uygur Edebiyatının daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacak, Doğu
Türkistan’ın ilim ve kültürel açıdan gelişim sürecini anlamaya büyük katkı
sağlayacaktır.