Şehirler, farklı milletlerin ve halkların bir arada yaşadığı veya yaşamaya çalıştığı belirli idarî, siyasî, askerî, tarihî, dinî, coğrafî, iktisadî özelliklere sahip yerleşim yerleridir. Dil, din, inanç, örf, âdet, ekonomik, sosyal ve kültürel değerlerdeki farklılıklar, şehirlerin dolayısıyla da burada yaşayan halkların yaşantısını ve hayata bakışını etkilemektedir.
Tebriz, coğrafî konumunun sağladığı avantajla tarihî varlığı, tarım, hayvancılık ve ticaretten oluşan iktisadî yapısı, yeraltı ve yerüstü kaynaklarıyla zengin şehir olma vasfını fazlasıyla taşımaktadır. Zamanla bilim, sanat, dil, edebiyat vb. gibi kültürel ve sanatsal birçok alanda sağlam alt yapısıyla, zengin mimarisiyle ve adından söz ettiren şahıslarla şehir, neredeyse her kesime hitap eden ve herkesi cezbeden bir duruma gelmiştir. Kendine özgü coğrafyası, iklimi, yaşam koşulları ve dünyaca ünlü halı ve sanatsal ürünleri ile günümüzde bile adından söz ettirmektedir. Orta-çağın önemli şehirlerinden biri olan Tebriz, o dönemde de siyasî, idarî, askerî, dinî, coğrafî, iktisadî, sosyal ve kültürel alanlarda dikkat çekmiştir.
Tebriz tarihî, geçmişte özellikle Orta-çağda, Samanî (893-389/711-999), Karahanlı (840-1212), Gazneli (963-1186), Büyük Selçuklu (1029-1157), Türkiye Selçuklu (1077-1318), Harezmşah (1097-1231), Abbasî, (750-1258) Çağatay (1227-1347), İlhanlı (1256-1335) ve Timur (1370-1507) dönemi gibi birçok devletin tarihinde yer almış; günümüz İran’ın gelişmiş şehirlerinden birisidir. Özellikle İlhanlılar Dönemi’nde başkent olmasıyla şehir yeniden canlanmış ve önem kazanmıştır. Bütün bu özelliklerinden başka tarihî dokusuyla da gezilmeye ve anlatılmaya değer bir şehir olan Tebriz, birçok devlete, millete, seyyaha, ilim ve bilim insanlarına ev sahipliği yapmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 15 Kasım 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 18 |