Zaman ve mekân, yaşamımızın varoluşsal gerçeklikleri, ontolojik temelleri olarak sosyalliği ve evreni kavrayışımızı şekillendiriyor, aynı zamanda onları nasıl kavradığımızla da şekilleniyor. Statik, doğal, tarih ve toplum dışı bir şey olmaktan ziyade sosyal olarak inşa edilen olgular olarak zaman ve mekân, yaşadığımız toplumsallığın en temel belirleyicisi olan kapitalizmde de hiç şüphesiz belli bir zamansallık ve mekânsallık biçiminde deneyimleniyor. Bu yazı da, geç kapitalizm çağında giderek yaygınlaşan ve pervasızlığını daha da yayılarak sürdüreceğini öngörmenin hiç de hatalı olmayacağı güncel iki ‘‘insanlık hali’’, iki öznellik biçimi, borçluluk ve güvencesizlik durumlarından hareketle, kökenlerini Antik Yunan’a kadar sürebileceğimiz iki farklı zamansallığa, iki farklı gelecek tahayyülüne ve dolayısıyla dünyayla girilen iki farklı ilişkiye tekabül eden iki kavram, khronos ve kairos üzerinden bir zaman (ve özgürleşme) politikası inşa etmenin imkânlarını da sorgulayarak, kapitalizm ve zaman ilişkisi üzerine düşünüyor.
As existential realities and ontological foundations of our lives, time and space shape our perception toward the social and the universe; they are also shaped by this perception. Time and space, as phenomena that are socially constructed rather than being static, natural ahistorical and non-social are undoubtedly experienced as certain temporality and spatiality in capitalism which is the fundamental determinant of sociality we live in. This article, by focusing on two contemporary concepts, two different forms of subjectivity, indebtedness and precarity which are becoming increasingly widespread in the age of late capitalism thinks on the relation between capitalism and time by questioning the possibilities of constructing a time (and emancipation) politics through two concepts corresponding to two different temporalities, two different future imaginations that can be traced back to the ancient Greeks, khronos and kairos.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2018 |
Gönderilme Tarihi | 10 Ocak 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 7 |