This research explains LGBTI+ individuals’ emotions, mourning practices and forms of organization
upon losing another LGBTI+ acquaintance as a consequence of different events by specifically
focusing on Boysan’ın Evi which is located in İstanbul Şişli. It focuses on the meanings LGBTI+
individuals attribute to Boysan’ın Evi within the context of their own losses. Boysan’ın Evi was
opened in 2016, after one of the most prominent activists within the LGBTI+ movement Boysan
Yakar’s death in 2015. Boysan Yakar’s family opened the space for the use of LGBTI+ organizations
and NGOs. Through exploring notions of emotion, mourning, organization and alternative publicity
in sociological context, this research discusses how loss affects LGBTI+ individuals’ lives and what
kinds of possibilities Boysan’ın Evi enables as a sphere after experience of loss. According to the
findings of the fieldwork conducted with LGBTI+ community whose mourning process are excluded
from public sphere, this research concludes that LGBTI+ individuals identify mourning with
heteronormative practices, and thus they reject it. After a loss, LGBTI+ individuals experience a
queer way of mourning that contains gullümii practices, a melancholy that tries to overcome the
dualism of mourning, deconstruct pain, and replace forgetting with reminiscence. Boysan’ın Evi
enables LGBTI+ individuals to realize mourning that is constructed out of the norm, and also creates
an alternative publicity existence for the continuity of organizational resistance.
Bu araştırma farklı olaylar sonucunda LGBTİ+ bir yakınını kaybetmiş olan LGBTİ+ bireylerin kayıp
sonrasında meydana gelen duygularını, yas tutma pratiklerini ve örgütlenme biçimlerini İstanbul
Şişli’deki “Boysan’ın Evi” özelinde değerlendirme amacı taşımaktadır. Aynı zamanda, LGBTİ+ hareketi
içinde önemli bir aktivist olan ve 2015 yılında hayatını kaybeden Boysan Yakar’ın, ailesi tarafından
2016 yılında Boysan’ın Evi adıyla LGBTİ+ örgütlerinin ve STK’ların kullanımına açılan evin yaşanılan
kayıplar sonrasında LGBTİ+ bireyler için nasıl bir anlam taşıdığına odaklanmaktadır. Araştırma
kapsamında duygu, yas, örgütlenme ve alternatif kamusallık kavramlarından yola çıkarak kaybın
LGBTİ+ bireylerin hayatlarına nasıl tesir ettiği sosyolojik bağlamda tartışmaya açılmakta ve Boysan’ın
Evi’nin kaybın ardından bir alan olarak ne gibi imkânlar tanıdığı sorularına yanıt aranmaktadır.
Türkiye’de yasları egemen kamusal alanın dışında bırakılan gruplardan biri olan LGBTİ+ topluluğu
özelinde gerçekleştirilen saha çalışması sonucunda LGBTİ+ bireylerin yası salt heteronormatif
pratikler bütünü olarak değerlendirdikleri ve bu nedenle reddettikleri görülmektedir. LGBTİ+
bireylerin melankoli-yas ikiliğini aşmaya çalışan, acıyı yapısöküme uğratan, unutmanın yerine
hatırlamayı koyan, gullümi pratikler içeren bir queer yas deneyimi yaşadığı söylenebilir. Boysan’ın
Evi’nin ise bir yandan LGBTİ+ bireylerin normun dışında kurulan bir yas pratiğini gerçekleştirmelerine
imkân tanıması, bir yandan da örgütlü mücadelenin devam edebilmesi için yeni bir mekân kurması
nedeniyle alternatif bir kamusallık yarattığı görülür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 20 Mart 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 11 |