According to Jürgen Habermas’s thought of law, citizens’ participation in lawmaking and the
democratic quality of that process is more substantial rather than the written texts of law. His
understanding of procedural law, which is compatible with neither natural law nor legal positivism,
accepts the communicative presuppositions and procedural provisions of the formation of
democratic notion and idea as the sole resource for legitimacy. Hereunder, those who are subject
to law can be autonomous only if they can see themselves as the makers of law. In this study,
Habermas’s understanding of autonomy will be analyzed based on his idea of internal connection
between the rule of law and democracy, and his attempt to overcome the tension between legality
and legitimacy will be discussed.
Habermas’ın hukuk anlayışında, yurttaşların yasa yapım süreçlerine katılımına ve yasa metinlerinden
ziyade bu metinlerin ortaya çıktığı sürecin kendisinin demokratik niteliğine önem verilmektedir.
Düşünürün ne doğal hukuk ne de hukuki pozitivizm anlayışlarıyla bağdaşan prosedürel hukuk
anlayışı, demokratik fikir ve irade oluşumunun iletişimsel ön-varsayımlarını ve prosedürel koşullarını
meşruluğun tek kaynağı olarak görmektedir. Buna göre hukuk kişileri, kendilerini muhatap oldukları
yasanın aynı zamanda yasa koyucuları olarak görebildikleri sürece otonom olabilirler. Bu çalışmada
Habermas’ın otonomi anlayışı, onun hukuk devleti ile demokrasi arasında kurduğu içsel bağlantı
temelinde incelenmekte, düşünürün bu bağlantı üzerinden hukukilik ile meşruluk arasındaki gerilimi
aşma çabası tartışılmaktadır.
Jürgen Habermas Prosedürel Hukuk Anlayışı Siyasal Katılım Müzakereci Demokrasi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 15 Nisan 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 11 |