Kölelik, insan iradesinin başkası tarafından sahiplenilip kullanılmasıdır. Bu durum insan topluluklarının ve sosyal hayatın bulunduğu her coğrafyada son yüzyıla kadar yasal bir olgu ve durum olarak varlığını sürdürmüştür. Ekonomik etkinlikler ve çeşitli siyasi oluşumlar; köle edinme, köleleri kullanma, onları alıp satma uygulamalarını destekleyici yönde gelişme göstermiştir. Daha çok batı toplumları ile özdeşleştirilen kölelik anlayışı, doğudaki toplumlarda da bir şekilde vardır. Türklerde de ilk Türk devletlerinden başlayarak sosyal yaşamın bir gereği ve sonucu olarak kölelik kurumuna rastlanmaktadır. Savaşlarda tutsak edilen kişiler, savaş sonucu ele geçirilen düşman tarafına ait kadın ve çocuklar, parçalanmış ailelerin çocukları, ailesi tarafından bakılamayıp başkasına köle ya da hizmetçi olarak satılan çocuklar Asya Türk devletlerinde kölelik anlayışının tezahürleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Türk tarihinin yazılı kaynaklarında köleliğin varlığını örneklendiren ilk belgeler, Uygurlar devrine aittir. Uygurlar devrinde köle alım satımının yasal bir çerçeveye kavuşturulduğu gözlenmektedir. Bu çalışmada Nobuo Yamada tarafından EmO1 koduyla etiketlenen köle edinme belgesi ve diğer köle satış belgelerinden hareketle Eski Türk toplumlarında da görülen kölelik anlayışının bir çerçevesini çizmek amaçlanmıştır.
1
Slavery is the appropriation and use of human will by another. This situation has continued its existence as a legal phenomenon and situation until the last century in every geography where human communities and social life exist. Economic activities and various political formations; It has developed in a way that supports the practices of acquiring slaves, using slaves, buying and selling them. The concept of slavery, which is mostly identified with Western societies, is also somehow present in Eastern societies. In Turks, starting from the first Turkish states, the institution of slavery is encountered as a necessity and result of social life. Persons imprisoned in wars, women and children belonging to the enemy side captured as a result of the war, children of broken families, children who could not be cared for and sold as slaves or servants to others appear as manifestations of the understanding of slavery in Asian Turkish states. The first documents exemplifying the existence of slavery in the written sources of Turkish history belong to the Uyghur period. It is observed that the buying and selling of slaves was brought into a legal framework during the Uighur period. In this study, it is aimed to draw a framework of the understanding of slavery, which is also seen in Old Turkish societies, based on the slave acquisition certificate and other slave sales documents labeled with the EmO1 code by Nobuo Yamada.
1
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Eski Türk Dili (Orhun, Uygur, Karahanlı) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Proje Numarası | 1 |
Yayımlanma Tarihi | 20 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 5 Ağustos 2024 |
Kabul Tarihi | 23 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 4 Sayı: 2 |
Bu eser CC BY-NC 4.0 lisansı altındadır