Allah Teâlâ ‘eşrefi mahlûk’ olarak yarattığı insana, güzelle çirkini,
iyiyle kötüyü ayırt etme kabiliyeti vermiştir. Bu yüzden insanlarda
diğer hiçbir mahlûkatta olmayan din ve ahlak sahibi olma
özelliği vardır.
Allah’ın insanlara ilk yaratılıştan beri kötü olarak gösterdiği fiillerden
biri de zinadır. Bunun için İslamiyet’te zina titizlikle ele
alınmış ve onun için önleyici ve engelleyici çok sağlam tedbirler
getirmiştir. Evli veya bekâr ayrımı yapmadan, kasıtlı ve nikâhsız
olarak yapılan her cinsi ilişkiyi gayr-i meşru ve haram saymıştır.
Bundan başka insan tabiatına ters, tiksindirici olan lûtîliğin her
çeşidi, ölülerle, hayvanlarla cinsel ilişki, müsahaka ve istimnanın
haram kılınması; cinsi ihtiyaçların tabii ve meşru çerçevede
karşılanması, fıtrat ve iffetin korunması, insanlık onurunu zedeleyen
her türlü cinsî azgınlık ve sapıklıktan uzak durulmasının
Kur’an’ın temel mesajlarından biri olduğu görülür. Çünkü zina
İslam’a göre fert, aile ve toplumu yıkmayı hedef alan büyük bir
felaket, bir insanlık suçudur.
Hadislerde geçen gözün ve dilin zinası tabirleri ile harama bakmanın
ve yaygın ahlâk kurallarına uymayan cinsel içerikli sözler söylemekle
başlayan sürecin zinaya götürme ihtimalinin yüksekliğini
ifade eder ve bunlardan sakındırır.
Fıkıhta zina suçunun oluşması ve cezalandırılması yanında zinanın
önünün kesilmesine yönelik tedbirlerin alınması sayesinde
İslâm tarihi boyunca Müslüman toplumlarda zina hem yasak
hem de günah ve ayıp sayıldığı için yaygın bir ahlâk sorunu oluşturmamıştır.
Araştırmamızda, cinsiyet siyasetinin bir politika olarak ele alındığı,
zina ve çeşitlerinin ‘cinsel özgürlük’ kavramı altında normal bir
ilişki gibi kabul edildiği ve günümüzde neredeyse bir baskı aracı
haline getirildiği Batı dünyasında,1 zina fiilinin önlenmesine dair
çalışmalar yerine 1980’lerden bu yana, bu ilişkilerden dünyaya
gelen çocuklar ve bunların ana-babalarına dair düzenlemeye gidilerek,
devletlerin Tek Ebeveynli Aile adı verilen oluşumlara destek
verdikleri görülmektedir. 2000’li yıllarda ise bu destek lûtîler için
verilmektedir. Bazı Batılı ülkelerin istatistiklerinden elde edilen
verilerine göre toplumda zina giderek yaygınlaşmakta, bu yolla
dünyaya gelen çocuk sayısı her geçen yıl artmakta ve eşcinsellik
düzenlemesi yapılması normal karşılanmaktadır.
TU İK istatistiklerinde son yıllarda daha çok boşanma sebebiyle
ortaya çıktığı gözlemlenen Tek Ebeveynli Aile oluşumunun, Aile,
Çalışma ve Sosyal Hizmetler bakanlığının yaptığı çalışmalarda, gayri meşru ilişkilerle alakasının kabul edildiği ve bu aile tipine
destek verildiği görülmektedir.2
Bu makalede 21. yüzyılda Batı’da zina fiilini meşrulaştıran bazı
aile düzenlemeleri üzerinde durulacaktır. Konu ele alınırken insanın
Allah tarafından ‘eşrefi mahlûk’ olarak yaratılması ve Hadid
Suresi 16. ayette ifade edilen mana göz önünde bulundurulacaktır.
Allah had bestowed humanity with the talent of distinguishing
good from evil and good from bad. Therefore human beings are
gifted with the characteristic of embracing and comprehending
religion and having morality that no any other creature has
grasped.
One of the actions that has been defined and condemned by
Allah as the bad action from the first day of creation is adultery.
Therefore adultery in Islam has been precisely tackled, and very
powerful and preventive measurements have been brought. Islam
considers any kind of sexual affair whether between marrieds or
between singles, -thus without any distinction- in the absence of
marriage contract between the two, as illegitimate and unlawful.
Other than this, while it is seen strong prohibition of any kind of
homosexuality, which is disgusting and contrary to the human
nature, and sexual affair with the deaths, animals, prohibition of
lesbianism and masturbation (müsahaka and istimna); meeting
the sexual needs as natural and legitimately, protection of creation
and chastity, staying away from any kind of sexual astray and
heresy are the main the main messages of the Qur’an. Because
according to Islam, adultery is a crime against humanity, and a
calamity that targets to destroy family and society.
With the phrases such as adultery of the eyes and adultery of
the tongue, the sayings of the prophet Muhammad (PBUH)
express the high possibility of the process that results with
adultery as a result of looking at haram and of sexual contented
communications, and he with these sayings aims to protect the
believers.
In addition to its punishment in fiqh as a result of the occurrence
of committing adultery, thanks to precautions in preventing any
possibility of it, adultery has not posed a widespread morality
problem because of its prohibition and its consideration as a sin
in Muslim societies during Islamic history.
For a long time, in the Western world in which, gender is dealt
within the political context, adultery is embraced as a normal
relation with the concept of sexual freedom and it is used as
pressure tool today, rather than working to prevent adultery,
since 1980s, by going adjustments regarding the children borne
as a result of this illegal relations and regarding their fathers
and mothers, it is seen the states support single parent family
formations. For the years of millennium, this support goes for
lesbians too. In the studies made, it is expressed that rate of adultery is being
widespread and the number of children as a result of it increases
each and every year, and people became more insensitive towards
immoral acts.
During the recent years, single parent family structure, which is
observed more as a result of increasing divorces, also has been
related with the illicit intercourses cases. It is also observed that
ministerial works in Turkey supports this kind of family structure.
This article will focus on some family adjustments that legalize
adultery in the West in the 21st century. While the subject is
approached, the creation of the human being as “the noblest of
the all creation” (eşrefi mahlûk) and the meaning expressed in
surah al-Hadid verse 16 will be considered.
the noblest of the all creation illegitimate family adultery concubinage
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 21 Mart 2019 |
Kabul Tarihi | 31 Aralık 1899 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 5 Sayı: 1 |