Ruhsal bozukluğu olan bireylerde yeti yitimlerinin önlenmesi için son
zamanlarda sıkça gündeme gelen kavram iyileşme (recovery) kavramıdır. Ruhsal bozukluğun yol açtığı birtakım sınırlılıklara rağmen
“kişilerin tutumlarını, değerlerini, duygularını, hedeflerini, becerilerini ve/veya rollerini değiştirmeye yönelik kişisel, benzersiz bir süreç”
olarak tanımlanan bu kavram günümüzde, ‘klinik iyileşme’ ve ‘kişisel
iyileşme’ özelliklerine yönelik ayrı ayrı vurgular yapıldığı dikkat çekmektedir. Klinik iyileşmenin, tıbbi modelin bir ürünü olarak ortaya
çıkan ve sıkça ruh sağlığı alanında çalışanların kullandığı bir kavram
olduğu; kişisel iyileşmenin ise bireyin gelişim ve değişimini ifade eden
daha öznel bir kavram olduğu görülmektedir. İyileşmenin sağlanması
ve sürekliliğinin gerçekleştirilmesi için hastalığın medikal alandan bütünsel alana doğru holistik bir yaklaşımını hedefleyen ‘iyileşme yönelimli uygulamalara’ önem verilmektedir. Ruhsal bozuklular bireylerin
zihinsel, bedensel ve mesleki işlevselliğini azaltsa da günümüzde iyileşme modellerini kullanarak, ruhsal bozukluğa sahip bireylerin kendi
kendilerine iyileşme potansiyelerini ortaya çıkarmak ve iyileşmesini
sağlamak mümkündür. Hastaların iyileşme süreçlerinde aktif rol oynayan ve bakımın planlanmasından sorumlu kişi olarak Ruh Sağlığı
ve Psikiyatri hemşireleri, mevcut iyileşme modelleri aracılığıyla; hastaların güçlü yönlerini fark etmelerine ve bu yönlerini geliştirmelerine,
iyileşme sürecinde karşısına çıkabilecek olan sorunları tanımalarına ve
bu sorunlarla nasıl baş edebileceğine yönelik bağımsız kararlar verebilmesine, hastaneye yatış tekrarlarının azaltılmasına, hastanede yatış
süresinin kısaltılmasına, kişinin toplumla yeniden bağlantı kurmasını
sağlayarak eski konum ve statüsüne sahip olmasına yardımcı olmalıdır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Hizmetleri ve Sistemleri (Diğer) |
Bölüm | Derlemeler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Temmuz 2022 |
Gönderilme Tarihi | 11 Şubat 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 3 Sayı: 3 |