Modern Türk edebiyatının tanınmış isimlerinden Ahmet Hamdi Tanpınar’ın sanat anlayışında rüyanın özel bir yeri vardır. Şiirde bilhassa Fransız edebiyatının empresyonist ve sembolist isimlerinden etkilenen Tanpınar, romanda da yine Fransız edebiyatının mühim ismi Marcel Proust’un tesiri altındadır. Paul Valery’nin Mösyö Teste adlı eserini okuduktan sonra şiir anlayışı tamamen değişen Tanpınar, şiir dilinin rüya atmosferinde kurulması gerektiğini savunur. Çünkü Stephane Mallarme, Paul Valery, Paul Verlaine ve Arthur Rimbaud gibi Fransız şairleri, şiirle rüya arasında ve şiirle musiki arasında hususi münasebetler olduğunu savunurlar. Tanpınar ise sanat eserinde rüyanın iki şekilde kullanılabileceğini ifade eder. Birincisi roman, hikâye ya da şiirde rüyayı olduğu gibi kullanmak, diğeri de roman, hikâye ya da şiiri rüya atmosferinde inşa etmek. Tanpınar daha ziyade ikincisini tercih eder. Onun romanlarının bazı bölümleri, birçok hikâyesi ve hemen hemen bütün şiirleri okuyucuya bir rüya atmosferinde olduğunu hissettirir. Tanpınar, rüyanın bilinçdışına ilişkin verilerin sembolik bir ifadesi olduğu kanaatindedir. Dolayısıyla Tanpınar dili metaforik ve sembolik bir dil olarak aslında rüya dilidir. Diğer yandan Tanpınar, kahramanların gördükleri rüyalar ile edebî metnin vakası yahut içeriği arasında da yazarın özellikle kurduğu münasebetler vardır. Mesela Huzur romanında Mümtaz’ın gördüğü rüyalar ile yaşadıkları arasında, yine Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nde kahramanların yaşadıkları ile gördükleri rüyalar arasında yazar tarafından kurulan bilinçli münasebetler vardır. Ancak münasebetler sembolik bir dil vasıtasıyla kurulduğundan, rüya ile vaka arasındaki ilişkiyi kavramak özel bir çalışma gerektirir.
Sonuç olarak Tanpınar romanlarındaki kahramanların rüyaları ile olay örgüsü arasındaki münasebetin derecesini ele alan bu makale, şüphesiz Tanpınar dili hakkındaki yorumları içermek zorundadır. Çünkü Ahmet Hamdi Tanpınar’ın kahramanları, rüya görmüyor olsalar bile, onların dünyasını anlatan dil bir rüyanın dilidir. Sanatkârların sanat anlayışlarını tespit etmenin yolu, onların fikirlerinden ziyade eserlerinin doğasını kavramaktır. Tanpınar romsan, hikâye ve şiirlerinin rüya atmosferi ile nasıl münasebet kurduğunu göstermektedir.
Ahmet Hamdi Tanpınar Rüya ve Sanat Tanpınar ve Rüya Tanpınar’da Rüya Roman Dili ve Rüya Rüya Atmosferi Şiir ve Rüya Rüya ve Edebiyat
Ahmet Hamdi Tanpınar, one of the renowned figures of modern Turkish literature, accorded dreams a special place in his artistic vision. Influenced by the impressionist and symbolist figures of French literature, particularly in poetry, Tanpınar was also under the influence of Marcel Proust, a significant name in French literature, in his novels. After reading Paul Valery’s Monsieur Teste, Tanpınar’s understanding of poetry changed completely, and he argued that the language of poetry should be constructed in a dreamlike atmosphere. This is because French poets such as Stéphane Mallarmé, Paul Valery, Paul Verlaine, and Arthur Rimbaud argued that there are special relationships between poetry and dreams, and between poetry and music. Tanpınar states that dreams can be used in two ways in works of art. The first is to use dreams as they are in novels, stories, or poems, and the second is to construct novels, stories, or poems in a dreamlike atmosphere. Tanpınar prefers the latter. Some sections of his novels, many of his stories, and almost all his poems give the reader the feeling of being in a dreamlike atmosphere. Tanpınar believes that dreams are a symbolic expression of data related to the unconscious. Therefore, Tanpınar’s language is metaphorical and symbolic, and is the language of dreams. On the other hand, Tanpınar establishes specific relationships between the dreams seen by the characters and the events or content of the literary text. For example, in the novel Huzur, there are conscious connections established by the author between the dreams seen by Mümtaz and his experiences, and again in Saatleri Ayarlama Enstitüsü, between the experiences of the characters and the dreams they see. However, since the connections are established through a symbolic language, understanding the relationship between the dream and the event requires special study.
Consequently, this article, which addresses the degree of connection between the dreams of the characters in Tanpınar’s novels and the plot, must inevitably include interpretations of Tanpınar’s language. Because even if Ahmet Hamdi Tanpınar’s characters do not dream, the language that describes their world is the language of dreams. The way to determine artists’ understanding of art is to grasp the nature of their works rather than their ideas. Tanpınar’s novels, stories, and poems show how they relate to the atmosphere of dreams.
Ahmet Hamdi Tanpınar Dreams and Art Tanpınar and Dreams Dreams in Tanpınar The Language of the Novel and Dreams The Atmosphere of Dreams Poetry and Dreams Dreams and Literature
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Türkiye Sahası Yeni Türk Edebiyatı |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 2 Ekim 2025 |
| Kabul Tarihi | 9 Ekim 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 17 Sayı: 34 |