A utopia is essentially a fictional offering of an
unattainable but better life. According to the approach of its author, being
able to define utopia with concepts such as unattainability,
dreams, ideal social order, and happiness
expands the meaning of it. A utopia resists the political atmosphere and social
relations of its period and introduces an ideal social order that is opposed to
the status quo. Published in 1975, Raziye is a novel by Melih Cevdet Anday.
The novel shows many similarities to a Utopian world, reflecting the urge to
escape from a restless atmosphere and
search for an ideal life. The novel is about an uncle trying to change his
adopted gypsy daughter into a noble soul while devising an ideal life to
improve the society he lives in. The
uncle's attempts to idealize the world he lives in is criticized through the
medium of his nephew. Raziye, on the other hand, tears apart this ideal life by
going back to her roots and staying grounded in the real world. In this study, using character analyses of
the uncle, the nephew and Raziye, I will address the collapse of an idealized
life and the conflicts between dreams and reality, between modern life and
primitive life, and between intellectuals and society.
Ütopya, mümkün
olmayan ancak daha iyi bir yaşamın kurgusudur. Bununla birlikte yazarının
yaklaşımına göre mümkün olmayan başta
olmak üzere düş, ideal toplum düzeni, mutluluk
gibi ölçütlerle değerlendirilebilmesi ütopyaya geniş bir anlam kazandırır.
Ütopya, içinde bulunulan dönemin politik düzenlemelerine ve toplumsal
ilişkilerine başkaldırı niteliği taşır, var olan yapıya karşı ideal toplum
düzeni tasarısı sunar. Melih Cevdet
Anday’ın 1975 yılında yayımladığı Raziye adlı
romanının temelindeki rahatsız olunan ortamdan
kaçış ve ideal yaşam düzeni düşüncesi, bu romanı ütopyaya yaklaştırır.
Roman, Dayı karakterinin evlat edindiği Çingene asıllı bir kızı soylu bir
insana dönüştürme çabasını ve içinde yaşadığı toplumu geliştirmek için ideal
bir yaşam alanı kurgulamasını konu alır. Dayı karakterinin yaşamı idealize etme
çabası, Yeğen aracılığıyla eleştirilir. Vedia/Raziye de köklerine, gerçek
yaşamına dönerek bu ideal yaşam tasarısını yıkar. Bu çalışmada Dayı, Yeğen ve
Raziye karakterleri ekseninde idealize edilmiş yaşamın yıkımı, düş-gerçek,
modern yaşam-ilkel yaşam, aydın-halk çatışmaları ele alınacaktır.
Konular | Sanat ve Edebiyat |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 18 |