It is, of course, not possible to consider literary products as a branch of fine arts and limit the area of influence with aesthetic pleasure. Apart from the aesthetic dimension, the readership which is the object of the artist and the work of the artist constitutes the whole. In this context, it should be kept in mind that the author and the readers are a member of the society in which they are located, and they are a mirror of that society. Therefore, every literary work reflects the society in which it belongs, without using its own language and ignoring other things that make it literary. This subject, which is directly in the examination area of literature sociology, will form the perspective of the article and the story of Ömer Seyfettin's of the names of "Şîmeler" will be analyzed with the opportunity provided by this perspective.
Edebî ürünleri yalnızca güzel sanatların bir şubesi olarak değerlendirip etki alanını estetik hazla sınırlandırmak, şüphesiz, mümkün değildir. Eserin kendisinden başka onu oluşturan sanatkâr ve eserin muhatabı olan okuyucu kitlesi estetik boyutun dışında pek çok müşterek etrafında bir bütün oluşturmaktadır. Bu bağlamda yazarın ve okuyucuların içlerinde bulundukları toplumun birer ferdi ve o toplumun birer aynası oldukları unutulmamalıdır. Dolayısıyla her edebî eser içinde bulunduğu toplumu kendisine has dil kullanımı ve onu edebî kılan diğer hususları göz ardı etmeden yansıtacaktır. Doğrudan edebiyat sosyolojisinin inceleme alanına giren bu konu makalenin bakış açısını oluşturacak ve bu bakış açısının sağladığı imkânla Ömer Seyfettin’in “Şîmeler” adlı hikâyesi tahlil edilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 22 |