Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Geçmiş Zaman Elbiseleri”, bir arayış ve kaybediş öyküsüdür. Bu doğrultuda metin, homo-semioticus bir okumaya elverişlidir. Çünkü insanın varlık, varoluş ve hayat karşısındaki çaresizliğine dair gerçekliği anlama ve ondan kurtuluşun yollarını anlamlı bir biçimde ortaya koyma çabasını ima eder. Hikâye, simgesel yorumlara açık, katmanlı bir yapıya sahiptir. Simgelerin, metaforların ve katmanlı yapının çözümlenişi, metnin bir “öz”e yönelik olan kurgusunu ifşa eder. Bu bağlamda, hikâyeyi fenomenolojik ve ontolojik değerlendirmelerle ele alıp çözümlemek onun ereksel, estetik, yapısal ve kurgusal yanlarını derinlikli şekilde ortaya çıkarma imkânı sunabilir. Zira estetik alanda uygulandığında, söylenen iki yaklaşım, bir metni hem metinsel yapısı ile hem de irreel boyutuyla anlamayı amaçlar. Ne var ki, Türkiye’deki akademik çalışmalarda fenomenolojik ya da ontolojik temelli metin çözümlemelerinin çok azı, tatmin edici niteliktedir. Buna ilişkin eksikliğin giderilmesi konusunda bir “katkı ve deneme çabası” olan bu çalışmada Husserl fenomenolojisi ve sanat ontolojisinin verimleri, teorik zemin olacak; bu yaklaşımların öğrettiği yöntemler uygulanacaktır.
“Geçmiş Zaman Elbiseleri” Husserl fenomenoloji sanat ontolojisi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar’s “Geçmiş Zaman Elbiseleri” is a story of the quest and failure. In this direction, the text is suitable for a homo-semioticus reading. Because it implies the effort to understand the reality about desperation of human towards being, existence and life and to reveal ways of salvation from it meaningfully. The story is open to symbolic interpretations and has a layered structure. The analysis of symbols and layered structure reveals a intended for an “essence” fiction of the text. In this context, analyzing the story may offer the opportunity to reveal its teleological (purposeful) aesthetic, structural and fictional aspects in more depth. Because, when applied in the aesthetic field, two approaches said It aims to understand a text both with its textual structure and its irreel dimension. However, very few of the phenomenological or ontological-based text analysis in academic studies in Turkey is satisfactory. In this study, which is a “contribution and trial effort” in eliminating the deficiency of ontological and phenomenological text analysis, yields of Husserl’s phenomenology and art ontology will be theoretical ground; the methods taught by these approaches will be applied.
Past Time Dresses Husserl phenomenology art ontology Tanpınar
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 24 |