Şair ve yazarlar eserlerinde ait olduğu nesil, yaşadığı çevre, kendisinden önce veya onun şahitliğinde var edilen düzen, kısacası içine doğduğu ve algıladığı dünyaya ait unsurları bilinçli veya bilinçsiz şekilde eserlerine yansıtır. Özellikle on dokuzuncu yüzyılda Romantizm akımının ortaya çıkmasıyla bu yansımanın daha belirgin bir hâle geldiği söylenebilir. Bu duruma duyarsız kalmayan Fransız edebiyat eleştirmeni Sainte-Beuve’ün (1804-1869) yazarların hayatlarına odaklanarak eserlerinin daha iyi anlamlandırılabileceği düşüncesiyle biyografik eleştirinin temellerini attığı bilinmektedir. Süreç içerisinde biyografik yaklaşımın, edebiyat eleştirisinde bahsi geçen dış etkenlerin esere yansımasını tespit ve eseri daha iyi analiz için başvurulan yöntemlerden biri hâline geldiği görülmektedir. Prof. Dr. Sema Uğurcan’ın Biyografik Okumalar Türk Edebiyatında Eser-Hayat İlişkisi adlı çalışması da bu yansımanın Türk edebiyatının seçkin şair ve yazarlarının yaratım sürecine olan etkisini mektuplar, hatıralar, mülakatlar aracılığıyla ortaya koymaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Sahası Yeni Türk Edebiyatı |
Bölüm | Kitap Tanıtımı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 23 Kasım 2024 |
Kabul Tarihi | 25 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 16 Sayı: 32 |