Hukukun dinamikliği, ait olduğu toplumdaki değerlere paralel şekilde değişime uğramasındadır. Bu değişimin – özellikle son iki on yılda – teknolojinin sürekli olarak gelişip beraberinde çözülmeyi bekleyen yeni tartışmalar getirmesi, bireylerin kendi hak ve özgürlüklerine dair farkındalığının artması, cinsiyet eşitliği, azınlık hakları ve hayvan hakları gibi nispeten ikinci plana itilmiş toplumsal gerçekliklere gün geçtikçe daha fazla vurgu yapılması ile ivme kazandığı gözlemlenebilir. Toplumsal gelişmeler ve değişen değerlere adaptasyonda hukuk normları ve hatta çalışmanın odak noktalarını da oluşturan zorunluluk hali ve meşru savunma gibi klasikleşmiş temel hukuk kurumlarının dahi bu güncelleme ihtiyacı ile karşı karşıya kaldığı gözlemlenmektedir. Bahsi geçen zorunlu adaptasyon bu çalışmada Almanya Federal Adalet Mahkemesi’nin (BGH) vermiş olduğu bir karar üzerinden somutlaştırılacaktır. Karar, tehlike altında olan hukuki değerin hayvanların refahı olması durumunda tehlikeyi bertaraf etmek için zorunluluk hali hukuka uygunluk nedenine başvurulup başvurulamayacağı tartışmasıyla başlayıp, aynı durumda meşru savunma hukuka uygunluk sebebinin uygulanabilirliği tartışmasına kadar uzanmaktadır. Karar incelemesinden çıkarılabilecek en önemli sonuç şudur ki, günümüz Alman ceza hukukunda alışılagelmişin üzerine yalnızca insanı ve insana dair hakları merkeze oturtan yaklaşımlardan ziyade çoğulcu bir hukuk düzenine her geçen gün daha fazla vurgu yapılmaktadır.
Hukuka Uygunluk Sebepleri Zorunluluk Hali Meşru Savunma Hayvanları Koruma Hayvanların Refahı
The dynamism of law lies in its ability to change in line with the values of the society it belongs to. This change is observed to expedite – especially in the last two decades – through the continuous development of technology and the new matters of debate it produces, the growing awareness of the individuals of their own rights and freedom and the rising emphasis on issues like gender equality, minority rights and animal rights that were long neglected. Even the deep-rooted law institutions – such as the state of necessity and the self-defense which constitute the two main focuses of the paper – have their shares of the aforementioned necessity of keeping pace. This adaptation will be transmitted through a recent decision of the Federal Court of Justice of Federal Germany. The decision first deals with the applicability of the state of emergency when the “animal welfare” is the legal interest that is being threatened and continues with the applicability of self-defense in the given situation. The most important conclusion to draw from the decision in question is that the current criminal law trends in Federal Germany are far from conventionally dignifying general customs and morals and adopt a more pluralistic approach by denying the purely anthropocentric perspectives.
Justification State of Necessity Self-Defense Animal Protection Animal Welfare
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Ekim 2022 |
Gönderilme Tarihi | 15 Mayıs 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 19 Sayı: 2 |