İnsan yerleşimlerinin insan
onuruna yaraşır çevreler sunmak üzere tasarlanması, bireylerin sağlıklı biçimde
yaşamalarına ve kendilerini geliştirmelerine hizmet etmektedir. Kentsel yaşam
kalitesinin olabilecek en üst seviyede tutulması, bunun da kentlilerin
işbirliğiyle ve kararlara-uygulamalara katılımlarının sağlanmasıyla başarılması, 21. Yüzyılın kentlerinin içinde
bulunduğu bunalımın aşılmasında büyük önem taşımaktadır. Kuşkusuz, kentsel
yaşam kalitesinin yükseldiği kentler yaratılmasında edebi yazında karşımıza
çıkan ütopya eserleri önemli bir yer tutmaktadır. Düşünürlerin daha iyi bir
yaşam düşüncesiyle üretilen ütopyalar, yaşam kalitesi yüksek kentler
yaratılmasına hizmet etmektedir. Dünya nüfusunun yarısından fazlasının
kentlerde yaşamakta olduğu ve kentlerin büyük çoğunluğunun olumsuz koşullar
içinde olduğu düşünülürse, kentlerde
yaşam kalitesinin yükseltilmesinin kentsel yaşam kalitesi ile ilişkisi
ortaya çıkar.
Bugün, nüfusun büyük bölümü
kentlerde yaşıyor, gelecekte bu oranın daha da artacağı tahmin ediliyor. Buna
karşın, gelişmekte olan ülkelerde, kentsel yaşam kalitesi giderek düşüyor. Buna
karşın ortaya konulan tepkiler ise ütopyalara konu olmaya başlamıştır. Son
dönemde ütopyalar ve karşı-ütopyalar incelenirse, kent mekanı üzerindeki
kentsel yaşam kalitesinin vurgulandığı görülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kentsel Politika |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 1 Sayı: 1 |