Bir felsefî disiplin olarak ahlâk felsefesi, ahlâkî problemler ve yargılar üzerinde ciddi bir düşünme faaliyeti olarak değerlendirilebilir. Bu düşünme faaliyetinin entelektüel anlamda belirli bir düzeyde olması gerekir. Özellikle ahlâkî alanın hem nazarî/teorik hem de amelî/pratik yönden ele alınması, düşünce-eylem birlikteliğini ortaya koyması açısından son derece önemlidir. Gerçek bir filozof olabilmenin de temel şartı hem nazarî açıdan hem de amelî açıdan yetkin olmaktır. Bu yetkinlikten mahrum olma ise filozofu eksik yaptığı gibi felsefeyi de eksik kılacaktır. Türkiye'de ahlâk üzerine yapılmış çalışmalar dikkatle incelendiğinde, İslâm ahlâk felsefesine dair literatürün yeterli düzeyde olmadığı açıkça görülecektir. Ancak son dönemlerde yapılan bazı çalışmaların varlığı oldukça ümit vericidir. İslâm ahlâk felsefesiyle ilgili literatürün birçoğu, tek bir filozofun ahlâk anlayışını ele alan çalışmalar niteliğindedir. Özellikle "karşılaştırmalı" veya "problem merkezli" çalışmalar yok denecek kadar azdır. Bu konudaki çalışmalardan biri Hasan Hüseyin Bircan tarafından kaleme alınan İslâm Ahlak Felsefesine Giriş adlı çalışmadır.
Konular | Din Araştırmaları |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2017 |
Kabul Tarihi | 4 Haziran 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 5 Sayı: 6 |