Kur’ân, Allah tarafından hem mana hem de lafız olarak Cebrail
aracılığı ile Hz. Muhammed’e Arapça olarak indirilmiş bir kitaptır. Onun ilâhi
kaynaklı olduğunun en kuvvetli delili yine kendisidir. Bu tarihen sabit olduğu
gibi, Hz. Peygamberin hayatı da buna şahittir. Kur’ân’ın kaynağı vahiy olduğu
gibi onun lafızlarının bazı telaffuz farklılıklarından ibaret olan Kıraatlerın ve
farklı okuyuşların kökeni de vahiydir. Çünkü Hz. Peygamber gelen vahiylerin
lafızlarının telaffuzunu Cebrail’den öğrendiği gibi sahabeye de okuyor,
öğretiyor, yazdırıyor ve ezberletiyordu.
Resûl-i Ekrem insanlar için kolaylık olsun diye, “Bu Kur’ân, Yedi
Harf üzere nazil olmuştur. Size kolay gelenini okuyunuz” buyurarak, kendisine
Yedi Harf ruhsatı verildiğini haber vermiştir. Her ne kadar müsaade edildiği
tarihten günümüze kadar Yedi Harf’in ne olduğu konusunda görüş birliği
sağlanmamış olsa da içerik olarak temel iki husus öne çıkmaktadır; Birincisi,
başta lehçe olmak üzere, kelime ilave etme ve çıkarma, müteradif kelime
kullanma, takdim-te’hir gibi hususlar. İkincisi, izhar, idğam, kasır, med, tahfif,
teşdid, imâle, harf ve hareke değişimi gibi kıraat vecihleri.
Kur’ân’ın farklı okuyuşlarının temel nedeninin Yedi Harf olgusunun
olduğu hususunda ittifak vardır. Biz bu çalışmamızda Kur’ân, Kıraatler ve
kıraat farklılıklarının menşeinin ilâhî olduğunu, Kur’ân’ın kendisinden deliller
getirerek ve Hz. Peygamber’in sünnetinden örnekler sunarak ifade etmeye
çalışazağız.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Haziran 2018 |
Gönderilme Tarihi | 11 Mart 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 1 |