Ortaçağ’ın en mühim siyasî teşekküllünü
oluşturan Selçuklular, Türk-İslâm tarihinde yeni bir dönem noktası açtılar. X. yy’da
Selçuk Bey’in Cend’e göç etmesinden sonra buradaki siyasî oluşumdan dolayı
960’ta İslâmiyet’i kabul etti. Yaptığı gazalar sonucunca Cend’e müstakil bir
beylik kurup Karahanlı ve Sâmânîler arasındaki çatışmada, siyasî ve askerî
gücün temsilcisi durumuna geldi. Bu çatışmadan yararlanmak amacıyla oğlu Arslan
Yabgu komutasında Sâmânîlere yaptığı yardım sonucunda kendisine Mâverâünnehr bölgesindeki Nur Ata kasabası
yurt olarak verildi.
Selçuk Bey’in ölümünden sonra Selçukoğullarının
başına geçen Arslan Yabgu özellikle Sâmânîlerin 999 yılında yıkılmasıyla
bölgede oluşan siyasî boşluktan yararlanmak için aynı bölgede yeni bir güç
oluşturmak isteyen Ali Tekin ile ittifak yaptı. Bu ittifak sonucunda yabgunun
gücünden çekinen Sultanı Mahmud, onu ve oğlu Kutalmış’ı tevkif ederek Hindistan’daki
Kalincar kalesi’ne hapsetti. Kutalmış buradan kaçmayı başardıysa da 1032’
babasının ölmesi üzerine Hindistan’dan dönerek ailenin başına geçen Tuğrul ve
Çağrı kardeşlerin hizmetine girdi. Babasının bu uğurda ölmesinden dolayı
kendisini hükümdarlığa layık görüyordu. Fakat henüz kendini yeteri kadar güçlü
görmediğinden bir süre bunu erteleyerek Tuğrul Bey’in hizmetinde Anadolu’ya başarılı
akınlar yaptı. Nitekim Türkmenler üzerinde kurduğu nüfuz sonucunda Tuğrul Bey’e
1061 yılında isyan edip Girdkûh kalesine çekildi. Tuğrul Bey’in ölümünden sonra
tahta oturan Alparslan’a karşı verdiği taht mücadelesi sonucunda Aralık 1063 yılında vefat etti.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 15 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 3 |