Sanatsal süreçler göz önüne alındığında sanatçı üretimlerinin; toplumsal olayların, sosyal, kültürel, ekonomik, politik ve teknolojik gelişmeler/değişmeler ile harmanlandığı bir koşulda oluştuğundan söz etmek mümkündür. Bu açıdan değerlendirildiğinde bireysel üretimde bulunan sanatçının içinde bulunduğu kültürden etkilenmemesi söz konusu değildir. Ancak bu etkilenim her zaman tümüyle bir kabul ediş ya da koşulsuz bir teslimiyet unsurlarını içinde barındırmayabilir. Değişen sosyal yaşamla birlikte birçok yeni kavram sanat dünyasında kullanılmaya başlarken eski kavramların çoğunda da anlamsal ya da sınırsal farklılıklar görülmeye başlandı. Bu kavramlardan birisi de kuşkusuz “mekân” kavramıdır. Öncesinde sanat eserinin sergilendiği özel alanlar günümüzde sanat eserinin bir parçası olabilmektedir. Dahası önceleri sergileme alanlarının sınırlarının da farklı boyutlara ulaşması söz konusu olmaktadır. Sanatçı evleri, depo, eski fabrika ya da bir opera binasının sergileme mekânı olarak kullanıldığı günümüzde sanatçılar çalışmalarını yaparken eserin sergilenme alanını da hesaba kattıkları bir yaratım sürecini yaşamaktadırlar. Bu çalışmanın amacı; çağdaş sanatlarda mekânın kullanımına ilişkin yapılmış önde gelen sanatçı eserlerini inceleyerek özelde Jean Dubuffet’in grafiksel heykelleri üzerinden çözümlemeler yapmaktır. Bu çözümlemeler ışığında Jean Dubuffet’in heykelleri mekân bağlamında değerlendirildiğinde izleyicinin özne konumunda olması ve üretimlere dinamik bir biçimde katılması söz konusudur. Böylece sanat yapıtı ve izleyici arasında mekân bağlamında oluşan etkileşim dinamik ve karşılıklı yeni deneyimlere dönüşebilmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 19 Kasım 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 6 |