Bu çalışmada, Antik Grek ve Orta Çağ düşünürlerinin bakış açılarıyla ontolojik ve epistemolojik eksende Görsel Düşünme’nin gelişimi irdelenmiştir. Düşünme etkinliğinde Antik Grek’ten Orta Çağ’a, gelene kadar, “tikeller-tümeller” konusu daima gündemde olmuştur. Antik Grek Çağı, Platon ve Aristoteles felsefelerinde tümellerin kavramsal oluşumuna ilişkin öncel bir incelemeye gidilebilir. Buradaki sorun, soyut ve evrensel olan zihin kavramı ile zihnin dışındaki nesnel, somut ve tikel varlıkların gerçekliğinin sorgulanması gerekliliğidir. Bu yaklaşımla, Orta Çağ’ın skolastik felsefesine katkısının bir sonucu olarak ortaya çıkan “Adçılık (Nominalizm)” olgusuyla, tümeller kavramının tikel nesnelerle olan ilişkisi yeni bir boyut kazanmıştır. Platon, tikeller ve tümeller ayrımında, tümelleri idealar kavramı içinde görmüş olmasına rağmen, Aristoteles’e göre tümeller nesnelerle ilişkilidir. Özellikle Aristoteles’in, bir nesnenin gerçekliğini hakiki ve kalıcı doğasına bağlaması temelinde, algılama ile akıl yürütme karşıtlığını kavramış olan Grek filozoflarının öğretilerinin Batı düşüncesinde yer alması ve uygulanması konusunda yeterli bir şekilde benimsendiğini söylemek olanaklıdır. Orta Çağ filozofları, tümeller tartışmasını Platon’la “Katı Kavram Realizmi”, Aristoteles’le “Ilımlı Kavram Realizmi” ve gerçek olanın tikeller olduğunu kabul edenlerle “Adçılık” la örtüştürmüştür. Sonuçta, ilk sorgulamalarla Antik Grek’ten Orta Çağ’a tikel-tümel kavramının açıklığa kavuşturulması çabası, günümüzde, görmenin seçiciliğinden, düşünceden koparılmış algı, bilme yetisi, algı ve sınırlanmış algı değişimine evrilmiş ve Görsel Düşünme için bir temel oluşturmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Modern Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 4 Temmuz 2024 |
Gönderilme Tarihi | 21 Ocak 2024 |
Kabul Tarihi | 12 Nisan 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 13 |