Sağlık hizmeti almak üzere başvuran hastalar kimi zaman aldıkları tıbbi bakım ve hizmetten tatmin olmamakta ve sağlık çalışanlarını zorlamaktadırlar. Bu durum, çalışanların stresli olmasına ve olumsuz duygular hissetmesine sebep olmaktadır (Gerrard ve Riddell, 1988: 531). Hastaneye hizmet almak üzere başvuran hastaları ilk karşılayan ve görevleri gereği hastayla doğrudan iletişim kuran tıbbi sekreterlerin iletişim becerileri bu tür hastalarla baş etmede oldukça etkilidir. Tanımlayıcı tipteki bu araştırmanın amacı, hastanede çalışan tıbbi sekreterlerin zor hasta ile karşılaşma sıklığı, bu hastalarla iletişimde karşılaşılan güçlükler ile tıbbi sekreterlerin bu tür hastalarla başa çıkma yöntemlerinin tespit edilmesidir. Veri toplama aracı olarak Kistler’in (2011) Zor Hasta Etkileşim Anketi ile Hahn ve arkadaşlarının (1996) Zor Hekim-Hasta Anketinden yararlanılarak, Çelik (2012) tarafından Türkçeye uyarlanan “Zor Hasta Anketi” kullanılmıştır. Çalışma; Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde çalışan ve çalışmaya gönüllü olarak katılan 144 tıbbi sekreter üzerinde gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler SPSS 22,0 programı ile analiz edilmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde, tanımlayıcı istatistikler frekans, yüzde, ortalama, standart sapma değerleri ile sunulmuştur. Çalışmadaki soru gruplarının faktör yapısını tespit etmek amacı ile açımlayıcı faktör analizi uygulaması yapılmıştır. Boyutların iç tutarlılığının test edilmesi amacı ile Cronbach Alpha analizi kullanılmıştır. Elde edilen boyutların ikili evre grupları arasındaki farkın analizinde t testi ve üç evre gruplu karşılaştırmalarında varyans analizi (ANOVA) testi ile kategorik değişkenler arasındaki ilişkilerin analizinde Pearson ki-kare testi kullanılmıştır. Analizler neticesinde sekreterlerin her 10 hastadan 3’ünü zor hasta olarak tanımladıkları, kadın sekreterlerin daha yüksek oranda kadın hastaları zor hasta diye tanımlarken, erkek sekreterlerin daha yüksek oranda erkek hastaları zor hasta diye tanımladıkları görülmüştür. Ayrıca evli olan sekreterler daha yüksek oranda evli olan hastaları zor hasta diye tanımlarken, bekâr sekreterlerde daha yüksek oranda bekâr hastaları zor hasta diye tanımladıkları tespit edilmiştir. Çalışmanın sonucunda tıbbi sekreterlerin hastalarla iletişimini kolaylaştırmak için sağlık iletişimi eğitiminin ve zor hastalarla baş etme eğitiminin hizmet içi eğitim programına dâhil edilmesi ve bu eğitimin uygulamalı olarak verilmesi önerilmektedir.
People with physical symptoms as well as psychiatric illnesses are not satisfied with medical care and services, they force health workers and cause employees to feel stressed and feel negative feelings (Gerrard ve Riddell, 1988: 531). The communication skills of medical secretaries who first meet patients that apply for services to the hospital and communicate directly with the patient in accordance with their duties are highly influential in coping with such patients. The purpose of this descriptive study is to determine the frequency of confidential medical secretaries meeting with difficult patients, the difficulties in communication with these patients, and the methods by which medical secretaries deal with such patients. As data collection, under the cover of Kistler's (2011) Difficult Patient Interaction Questionnaire and Hahn et al. (1996) Difficult Physician-Patient Questionnaire which was adapted to Turkish by Çelik (2012) was used as data collection tool. The study was carried out on 144 medical secretaries who worked in the University of the Mediterranean Hospital and volunteered to work. The obtained data were analyzed with the SPSS 22.0 program. In the evaluation of the data, descriptive statistics are presented with frequency, percentage, mean, standard deviation. In order to determine the factor structure of the question groups in the study, explanatory factor analysis was applied. Alpha analysis was used with the intent of testing the internal consistency of the dimensions and the t test was used to analyze the difference between the two groups of dimensions obtained. Pearson chi-square test was used in the analysis of the variance analysis (ANOVA) test and the analysis of the relationships between categorical variables in the three phase group comparisons of the participants. As a result of the analysis, it was seen that the secretaries described 3 out of every 10 patients as difficult patients, while female secretaries defined female patients as being difficult patients and male secretaries as male patients were diagnosed as having difficulty. In addition, married secretaries described patients who were married at higher margins as difficult patients, while those in single secretaries described patients with higher marginalized patients as difficult patients. The findings have been reached. As a result of the work, it is suggested that health communication training should be included in the in-service training program and this training should be given practically in order to facilitate the communication of the medical secretaries with the patients.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 4 Sayı: 4 |