Sovyet Rusya kuruluşundan itibaren dünyaya barış mesajları vermiş, buna karşın idaresindeki halkları baskı ile yönetirken, yakın çevresine Marksizm ihraç etmeye çalışmıştır. II. Dünya
Savaşı’nda elde edilen galibiyet Sovyet Rusya’ya Çarlık benzeri yeni yayılmacı politikaları uygulamaya koyma fırsatı sağlamıştır. Bu fırsatı kazanca çevirmek yolunda Sovyet lideri Josef Stalin
ve Dışişleri Komiseri V. Mihailoviç Molotov Türk Boğazları’nda egemenlik ve Doğu Avrupa ile
Ortadoğu’da etkinlik kurmak için çalışmışlardır. Stalin ve Molotov savaş bittiğinde Türkiye’nin
yalnız başına kalmasını istiyordu ve bu dileği Yalta Konferansı’nda (1945) dile getirmişlerdi. İlk
başta İngiltere’nin Sovyet taleplerine direnmesi Türkiye’ye yönelik politikada farklı bir yöntem
izlenmesine neden olmuştur.
Savaşın son senesi olan 1945 yılı Mart ayında Moskova Büyükelçisi Selim Sarper’e 1925
yılında imzalanan Dostluk ve Tarafsızlık (Saldırmazlık) Antlaşması’nın süresinin uzatılmayacağı, Haziran ayında ise Kars ve Ardahan’ın iadesi ile Boğazların statüsünün yeniden ele alınması
gerektiği bildirildi. Bu esnada yaşanan diğer kriz Savaş başladıktan hemen sonra Türkiye’nin
doğu sınırına kaydırılmış Sovyet Ordusu’ndan firar ederek Türkiye’ye sığınmış 243 Türk kökenli Müslüman Sovyet asker ve subayının iadesi sorunuydu. Türkiye söz konusu mültecilerin bir
kısmını 1945 yılı Şubat ayında başlayan müttefiklik ilişkileri ve mütekabiliyet esasıyla zorla iade
etmeye karar vermiş ve 195 kişi Kars sınırında Sovyet askerlerine teslim edilmiştir. Bu çalışmada, söz konusu iade hadisesiyle ilgili arşiv vesikaları incelenerek Sovyet vatandaşı Türk kökenli
Müslüman asker mültecilerin iade süreci ve sonuçları irdelenecektir.
Soon after its foundation, Soviet Russia (SU) had been expressing peace messages to the
world whilst it was ruling the country by oppressive policies and trying to export Marxism to
periphery. The decisive victory achieved by WWII granted SU a new chance for readmission
of Tsarist imperial policies. To turn this opportunity into gain Josef Stalin and Foreign Affairs
Commissar V. Mihailoviç Molotov tried to obtain sovereignty in Turkish Straits and dominance
on Eastern Europe and the Middle East. Both were working for a lonely Turkey after the war and
had declared this wish during Yalta Conference (1945). British opposing to SU demands at the
beginning implied Stalin and Molotov to admit a new method for achieving their desires from
Turkey.
The year of 1945 which was the last year of the war, Turkey’s Ambassador to Moscow Selim
Sarper in March was told that the 1925 Friendship and Neutrality Treaty would not be extended
and in June of the same year, it was told that SU should have some bases in Turkish Straits and
two Turkish cities Kars and Ardahan should be ceded to SU. Meanwhile, another crisis between
both countries was readmission of 243 Muslim Soviet soldiers and officers of Turkish origin who
had flad to Turkey during Soviet shift of some units to Turkey’s eastern borders. Said soldier
refugees had settled in Yozgat Refugee Camp until 1945 and after Turkey’s declaration of war
on Germany and Japan Turkey and SU had become allies so-called on paper. Turkey, decided
to surrender those soldier refugees to SU forcibly and 195 of them surrendered to SU soldiers in
Kars City’s border. In this paper, archival documents related to that case will be examined and
the process which Turkish origin refugee soldiers surrendered will be focused on.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 32 Issue: 93 |