Ziya Gökalp’in Türkçülük ideolojisinin farklı evreleri olduğu gibi, her dönemde onu etkileyen kaynaklar çeşitlidir. Bu kaynakların içinde en önemlilerinden biri, 19. yüzyılın sonunda
resmi Ruslaştırma politikasına cevap olarak doğan Tatar ve Azerbaycan Türkçülüğüdür. Bu etki
altında Gökalp, önceleri Türk dili konuşan bütün Türk halklarının kültürel birliği fikrini geliştirmiştir. Daha sonra ise her ne kadar benzer bir kültür ve dil paylaşsalar da, Anadolu Türklerinin Tatarlardan ve Orta Asya halklarından farklı olduğunu tartışarak “Dış Türklerle” arasına
mesafe koymuştur. Bu gelişme, Gökalp’in kendisini Tatar milliyetçiliğinden, özellikle de Yusuf
Akçura’dan ayırmasıyla başlamıştır. Gökalp, geliştirdiği Türkçülük ideolojisi çerçevesinde zamanının geçerli siyasa biçimi olan teritoryal ulus devlet modelini temel alarak Anadolu halklarını
birleştirmeyi hedeflemiştir. Ona göre, Turancılığın sınırları çok geniş ve muğlaktır. Bugün hâlâ
bazı çevreler tarafından ırkçı ya da irredantist olarak tanımlanan Gökalp, Turancı olarak nitelendirildiği dönemde bile ırk ve biyolojik özelliklere her zaman mesafeli durmuş; bunların yerine dil,
kültür ve din birliğini vurgulamıştır. Bu çalışma, “Dış Türklerle” temas halinde olan Gökalp’in
düşüncelerinin Turancılıktan Türkçülüğe evrilişi üzerinde durmaktadır. Aynı zamanda Türk
kültürü ve ulusuna aidiyet temaları üzerinden devlete bağlılık fikrini savunan Gökalp’in Türkçülüğünün köklerine ışık tutmayı hedeflemiştir.
Ziya Gökalp’s ideology of Turkism not only had different phases, but there were various
sources which influenced him during each period. One of the most important among these was
Tatar and Azerbaijan Turkism which emerged as a response to the official Russification policy
at the end of the nineteenth century. Under this influence Gökalp first developed the idea of
cultural union of all Turkish-speaking peoples. Later, arguing that Anatolian Turks are different
from the Tatars and Central Asian peoples although they share a similar culture and language,
he put some distance between the “Outside Turks” and himself. This began by separating himself
from Tatar nationalism, especially from Yusuf Akçura. Gökalp aimed to unite Anatolian peoples
through the ideology of Turkism which he developed on the basis of the territorial nation-state
model as the current world polity at the time. According to him, the borders of Turanism were
too broad and vague. Gökalp, who is still considered by some circles as a racist or irredentist,
always remained at a distance from racial and biological characteristics even during the period
when he was known as a Turanist. Instead, he emphasized unity of language, culture and religion. This study focuses on the evolution of Gökalp’s ideas from Turanism to Turkism who was
in contact with “Outside Turks”. As well, it aims to shed light on the roots of Turkism developed
by Gökalp who advocated the idea of loyalty to the state through a sense of belonging to Turkish
culture and nation.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | November 7, 2012 |
Published in Issue | Year 2012 Volume: 28 Issue: 84 |