“Duruşma”
ve bir ispat vasıtası olan “tanık beyanı”, yargılama hukukunda geçerli bulunan
yazılılık ilkesinin esnemeleri olarak kabul edilmektedir. İdari yargılama hukukunda
bu iki kurumun temel olarak anılan çerçevede ele alındığı bilinmektedir. Oysa
bu iki kurum, aynı zamanda, Anayasal bir yargılama usulü ilkesi olan “usul
ekonomisi” ni etkin hale getirebilmek için elverişli birer vasıtadır. Bu çalışmada,
söz konusu iki kurumun bahsedilen fonksiyonu ne şekilde yerine getirebilecekleri
üzerinde durulacaktır. İnceleme sırasında, öncelikle usul ekonomisi ilkesine
ana hatları ile değinilecektir. Ardından
konunun yakın ilişkili olduğu adil yargılanma hakkı, temel unsurları
çerçevesinde ele alınacaktır. Bunların akabinde, duruşma ve tanık beyanı
hususları; daha önce incelenen konularla ve idari yargılama hukuku ilkeleri de
dikkate alınarak incelenecektir. Konu bakımından ihtiyaç duyulduğu ölçüde
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarına da
değinilecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | KAMU HUKUKU |
Authors | |
Publication Date | April 30, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 |