İnsanlar gerek günlük yaşantılarında gerekse iş hayatlarında her gün çeşitli gereksinimlerle karşılaşırlar. Bu gereksinimler ancak başkaları ile borç ilişkileri, özellikle de sözleşmeler kurmak suretiyle giderilebilir. Sözleşmeler, tarafl ar arasında borç ilişkisi doğuran, tarafl arın birbirlerine uygun ve karşılıklı irade beyanları ile kurulan hukuki işlemlerdir. Sözleşmelerin konusu ve kuruluş amacı, kişilerin gereksinimlerine yönelik edimlerdir. Türk Borçlar Hukukuna göre, kişiler sözleşme yapıp yapmamakta, sözleşme tarafl arını seçmekte ve sözleşme konusu edimleri belirlemekte serbesttirler. Buna sözleşme özgürlüğü ilkesi denir. Ancak, bazı hallerde bu ilke sınırlanmaktadır. Bu sınırlamalardan birini de “ imkansızlık” oluşturmaktadır.İmkansızlık, borçlanılan edim yükümünün ya bastan itibaren geçerli olarak doğmasını ya da sonradan borçlu veya diğer herhangi bir kimse tarafından objektif, sürekli ve kesin olarak yerine getirilmesini önleyen fi ili veya hukuki engeller olarak tanımlanabilir.Makalemizin konusunu edimin, sözleşmenin kurulmasından önce veya en geç kurulduğu sırada mevcut objektif, sürekli, fi ili veya hukuki bir engel sebebiyle, borçlu da dahil hiç kimse tarafından ifa edilememesi olarak tanımlanan, başlangıçtaki imkansızlık oluşturmaktadır.Başlangıçtaki imkansızlık, doktrindeki hakim görüşe göre, edimin borçlu da dahil üçüncü kişiler tarafından ifa edilip edilememesi ölçüsü esas alınıp, başlangıçtaki objektif imkansızlık, başlangıçtaki sübjektif imkansızlık seklinde ikiye ayrılarak incelenmektedir. Bu iki tür başlangıçtaki imkansızlık haline farklı hukuki sonuçlar bağlanmaktadır.İnsanların gereksinimlerini karşılama aracı olan sözleşmelerin geçersiz olmasına neden olan başlangıçtaki imkansızlık, bu yönüyle borç ilişkilerinde büyük bir öneme sahiptir
The human beings have to face various needs both in their daily lives and in their professional lives everyday. These needs can be overcome by debt relations with others, especially by establishing contracts. The contracts are legal transactions which create debt relations between the parties by the declaration of mutual agreement and consent. The subjects and objects of the contracts are the activities to meet the parties’ needs. According to the Turkish Code of Obligatons, the parties are free in signing a contract; choosing the contracting party and determining the subjects of the contract. This is called the Principle of Freedom for Contracts. However, in some cases, this principle is limited. One of such limitations is the “impossibility”
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2010 |
Published in Issue | Year 2010 Volume: 14 Issue: 2 |