En genel tanımıyla eserler ve yazarlar hakkında yazılmış övücü
nitelikte tanıtım yazıları olarak tanımlanan takrizler, Osmanlı edebiyatının hemen her döneminde üretim alanı bulmuş,
farklı şekil ve içerikleriyle kendine özgü bir gelenek oluşturmuştur. Sanat ortamında tutunmaya çalışan şairlerin/yazarların
otorite saydıkları kişilerden takriz ricasında bulunması, takdir görme ve
geleneğe eklemlenme çabalarının bir yansımasıdır. Takriz yazarak başkalarının
eserlerini tanıtan/takdim eden kişiler için ise bu yazın pratiği, kendi sanat
güçlerini sınadıkları ve geleneğin ideal sanat anlayışını yerleştirmeye
çalıştıkları bir söylem alanı oluşturur. Takrizlerin pek çok farklı türde yazılmış eserde karşımıza çıkması, bu metinlerin Osmanlı
edebiyatındaki yaygınlığına işaret etmektedir. Bâkî, Nev‘î, Nâbî, Şeyh Gâlib,
Nedîm, Seyyid Vehbî ve Koca Râgıb Paşa gibi Osmanlı edebiyatının önemli temsilcilerinin
başkalarının eserlerine takriz yazması ve bazılarının yazmış oldukları
takrizlere kendi divanlarında yer vermesi, bu metinlere belirli bir yazınsal
değer atfedildiğini göstermektedir. Osmanlı dönemi takriz metinlerini merkeze
alacağım bu makalede, takrizlerin bir tür olup olmadığını tartışmaya açacağım.
Bu bağlamda, ilk olarak takrizlerin biyografik eserlerde, divan ve
mecmualardaki temsilleri üzerinde duracağım. Takrizlerin şekilsel ve üslupsal özelliklerini bazı takriz örnekleri
üzerinden tartışmaya açarak bu geleneğin yazınsal değerini ve türsel özelliklerini ortaya koymaya çalışacağım.
Takriz takriz yazını Osmanlı edebiyatı edebi türler edebi tür tasnifleri
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Edebi Çalışmalar |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 17 Kasım 2019 |
Kabul Tarihi | 4 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 3 Sayı: 4 |
This work is licensed under Attribution-NonCommercial 4.0 International