Esmâ-i Hüsnâ (esmâü’l-hüsnâ), which means the ninety-nine most beautiful names of Allah, has an important place in Islamic culture. This special concept, which fills every area of our culture from worship to social life, is also one of the main subjects covered in Islamic Turkish literature. Esmâ-i Husnâ, which are considered to be the main works of our religious literature, are texts that list the most beautiful names of Allah, works that explain Esmâ-i Husnâ, and its features and enigmas. Especially in Divan poetry, the art of hiding a name in a verse text, the muamma, as a genre, was first written about the most beautiful names of Allah, the Esmâ-i Husna. This situation influenced the writing and reading of the muammas, which are a genre based on intelligence, with a religious identity. The famous Iranian enigma poet Mir Hossein Nishapuri is one of the poets who composed an enigmatic treatise about Esmâ-i Husnâ. This work (Risale der-Esmâ-i Hüsnâ) written by him has been annotated many times by Turkish commentators. Commentators such as Lâmiî Çelebi, Nazirâ İbrâhim, Gelibolulu Sürûrî, Mevlana Alaüddin Selânikî are only a few of those who wrote annotations for this work. Aliyyü’l-Arabi, another 16th century scholar about whom we do not have much information in the sources, also wrote a commentary on the enigmas of the Esmâ-i Husna of Mir Hüseyin. In this article, the commentary on the enigmas of Esmâ-i Hüsnâ, the only copy of which is registered in the Süleymaniye Library Kılıç Ali Paşa archive number 827, is examined and sample texts from this work are included.
Allah’ın doksan dokuz ismine ithafen en güzel isimler anlamına gelen Esmâ-i Hüsnâ (esmâü’l-hüsnâ), İslâm kültüründe önemli bir yer teşkil etmektedir. İbadetten sosyal yaşantıya kadar kültürümüzün her alanını dolduran bu özel kavram, İslâmî Türk edebiyatında işlenen konuların da başında gelmektedir. Dinî edebiyatımızın başlıca ürünlerinden sayılan Esmâ-i Hüsnâ’lar; CenâbıHakk’ın en güzel isimlerini tâdât eden (sayan) eserler, Esmâ-i Hüsnâ’yı şerh eden eserler, Esmâ-i Hüsnâ’nın havassı ve muammaları olarak karşımıza çıkmaktadır. Bilhassa divan şiirinde bir ismi manzum bir metin içerisinde gizleme sanatı demek olan muamma, bir tür olarak ilk başta Allah’ın en güzel isimleri olan Esmâ-i Hüsnâ’lar hakkında yazılmıştır. Bu durum zekâya dayalı bir tür olan muammaların dinî bir hüviyetle yazılması ve okunmasına etki etmiştir. Esmâ-i Hüsnâ hakkında muamma risalesi tertip eden şairlerin başında İranlı meşhur muamma şairi Mir Hüseyin Nişâbûrî gelmektedir. Onun kaleme aldığı bu risale (Risâle der-Esmâ-i Hüsnâ), Türk şârihler tarafından defalarca şerh edilmiştir. Lâmiî Çelebî, Nazirâ İbrâhim, Gelibolulu Sürûrî, Mevlanâ Alaüddin Selânikî gibi şârihler bu esere şerh yazanlardan sadece birkaçıdır. Yine kaynaklarda hakkında fazla bir bilgiye sahip olmadığımız 16. yüzyıl âlimlerinden olan Aliyyü’l-Arabî de Mir Hüseyin’in Esmâ-i Hüsnâ muammaları risalesine bir şerh yazmıştır. Bu makalede, tek nüshası Süleymaniye Kütüphanesi Kılıç Ali Paşa 827 arşiv numarası ile kayıtlı olan Esmâ-i Hüsnâ muammaları şerhi incelenerek bu eserden örnek metinlere yer verilmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Classical Turkish Literature of Ottoman Field |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2024 |
Submission Date | October 30, 2024 |
Acceptance Date | December 23, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 8 Issue: 3 |
This work is licensed under Attribution-NonCommercial 4.0 International