In this study, it has been tried to reveal how the two major parties, the Republican People's Party (CHP) and the Democratic Party (DP), which left their mark on a period, reacted differently to the same kind of events based on the press, according to their positions in power and opposition. 1950 Eskişehir and 1958 Çankırı flood disasters were taken as samples. First, the damages of the mentioned flood disasters were revealed, and then the reflections of the disasters on the press and their flows in the public opinion within the political conjuncture of the period were discussed. We can consider the reflection of the flood disasters in Eskişehir and Çankırı to the press in two different ways. The first is in terms of the official media organs of political parties, and the other is in terms of the evaluations of the press, which has somehow been engaged in politics but has not become guided. Again, we can divide the view of the official media organs of the parties on the disaster into two parts. Accordingly, we can classify Ulus, the official media organ of the ruling party, CHP, on the one side, Zafer, the official media organ of the opposition party DP, and Kudret, the media organ of the Millet Party (MP), on the other side in terms of their approach to events. In the study; Periodicals, assembly minutes and archive documents of the period were taken as the basis, and original works were also used in the analysis. The questions such as “Do the media organs of political parties fulfill the primary duty of the press?”, “Are natural disasters exploited by political parties?”, and “Does criticizing disasters and seeking a responsible hurt national unity and integrity?” were tried to be answered. As a result of the study, it was seen that national disasters were exploited by opposition political parties for the sake of gaining more votes beyond the principle of free criticism and review, which is the basic principle of democracy.
Bu çalışmada bir döneme damgasını vuran iki büyük partinin, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) ve Demokrat Parti’nin (DP) iktidar ve muhalefet mevkiinde bulunmalarına göre aynı tarz hadiselere basın eksenli nasıl farklı tepkiler verdikleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Örneklem olarak 1950 Eskişehir ve 1958 Çankırı sel felaketleri alınmıştır. Önce adı geçen sel felaketlerinin tahribatları ortaya konulmuş sonra da dönemin siyasi konjonktürü içerisinde felaketlerin basına yansımaları ve kamuoyundaki akisleri ele alınmıştır. Eskişehir ve Çankırı’da yaşanan sel felaketlerinin basına yansımasını iki farklı şekilde ele alabiliriz. Birincisi siyasi partilerin resmi yayın organları açısından diğeri ise bir şekilde siyasete angaje olmuş ancak güdümlü hale gelmemiş basının değerlendirmeleri açısından. Yine partilerin resmi yayın organlarının felakete bakışını da kendi içerisinde iki kısma ayırabiliriz. Buna göre iktidar partisi CHP’nin resmi yayın organı Ulus’u bir taraf, muhalefet partilerinden DP’nin resmi yayın organı Zafer ile Millet Partisi’nin (MP) yayın organı Kudret’i, hem Eskişehir ve Çankırı’daki felaketlere hem de yaşanan diğer hadiselere yaklaşımı yönünden başka bir taraf olarak sınıflandırabiliriz. Çalışmada; dönemin süreli yayınları, meclis tutanakları ve arşiv belgeleri temel alınmış, telif eserlerden de istifade edilmiştir. Siyasi partilerin yayın organları basının asli görevini yerine getirmekte midir? Doğal afetler siyasi partiler tarafından istismar edilmekte midir? Felaketlerin eleştirisini yapmak ve bir sorumlu aramak milli birlik ve bütünlüğe zarar vermekte midir? Biçimindeki sorulara cevap aranmıştır. Çalışma sonucunda milli felaketlerin daha fazla oy kazanmak uğruna muhalif siyasi partiler tarafından, demokrasinin temel prensibi olan serbest eleştiri ve murakabe ilkesinin ötesinde istismar edildikleri görülmüştür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Nisan 2021 |
Gönderilme Tarihi | 11 Ocak 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 8 Sayı: 15 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.