Tyana is a mound settlemenet in the vicinity of Bor District in Niğde Porovince, upon which
Kemerhisar Town is established nowadays. The historical resources and architectural monuments
that have been able to survive until today demonstrate that the location has witnessed an
uninterrupted settlement starting from the Hittites Period up to present. It is accepted by a
large portion of the researches that Tuwanuva settlement mentioned in the Hittite cuneiform
documents of the II nd thousand B.C. is today’s Kemerhisar. The sound resemblance of this name
reverberating as Tyana in the late Roman Period with Tuwanuva seems to be the evidence of the
fact that the earliest settlement here extended until the II nd thousand B.C. However, due to the
fact that we are deprived of the archaeological data related to the pre-Roman Period, it is not
possible for us to comment on the texture of Tyana city in the II nd thousand B.C. as for now.
It is observed that there used to be a dense housing on the mound, particularly in the
late ancient age, which is understood from the fact that historical resources have a history
stretching out to the II nd thousand B.C. This housing has continued uninterruptedly in the
Seljukian, Ottoman and Republic Periods and the settlemenet has become a medium-sized town
nowadays. In the settlement which was rather known for its basin providing water for the city
and aqueducts in the late Roman Period, a church, baptistery and additionalstructures dating to
the Christianity Period uncovered as a result of the excavations continuing for 13 years prove that
the settlement wa an important centre during the Byzantine Period as well. The walls uncovered
in the excavations show that the city was surrounded by fortification walls in the late ancient age.
As the Seljuks took over the region, a new city texture was created upon the ols settlement as a
result of the religious and civil housing in the Turkish Period. A great majority of the structures
surviving until today which are still in use also belong to the Turkish period. Due to the past of
the city, the entire settlement area was registered as the 1st and 3rd degree archaeological site, and
with the approval of the master plan in 2007 for protective purposes, the historical texture of the
city was taken under protection.
After the Italian excavations lasting for 13 years in the city, within thescope of the new
period research, excavation and restoration studies that we started under the presidency of the
Museum and under the scientific consultancy of Assoc. Prof. Osman Doganay, our initial findings
of the housing starting from the late ancient period and lasting until today in Kemerhisar will be
briefly evaluated within the scope of this study. Thus, based on the structures that have been able
to survive until today, it is aimed to present the development of the city starting from the late
ancient age until today. Within the scope of the architectural housing in question, the structures
of the Roman Empire water systems (basin, aqueduct and bathhouse) and temples in the city, the
church and baptistery of the Byzantine Period, the mosque, masjid and hamams of the Turkish
Period and social structures and local dwellings of the Republic Period and architectural pieces
belonging to them are the primary subjects to be addressed within the scope of our presentation.
Tyana, Niğde İli Bor İlçesi yakınlarında, üzerinde günümüzde Kemerhisar Beldesi’nin
kurulu olduğu bir höyük yerleşmesidir. Tarihi kaynaklar ve günümüze ulaşabilmiş mimari
anıtlar yerleşimin Hititler Dönemi’nden başlayarak günümüze kadar kesintisiz iskân gördüğünü
göstermektedir. Araştırmacıların büyük bölümü tarafından M.Ö. II. bin Hitit çivi yazılı belgelerinde
adı geçen Tuwanuva yerleşmesinin şimdiki Kemerhisar olduğu kabul edilmektedir. Geç Roma
Dönemi’nde Tyana olarak yansıyan bu ismin Tuwanuva ile ses benzerliği, buradaki en erken
yerleşimin M.Ö. II. binyıla kadar uzandığının bir kanıtı gibi görülmektedir. Ancak Roma öncesi
döneme ilişkin arkeolojik verilerden yoksun olmamız sebebiyle Tyana kentinin M.Ö. II. bindeki
dokusu üzerinde bir yorumda bulunmamız şimdilik mümkün değildir.
Tarihi kaynaklardan M.Ö. II. binyıla kadar uzanan bir geçmişe sahip olduğu anlaşılan höyük
üzerinde bilhassa geç antik çağda yoğun bir yapılaşmanın olduğu görülmektedir. Bu yapılaşma
Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde de kesintisiz olarak devam etmiş ve yerleşim
günümüzde orta ölçekli bir kasaba durumuna gelmiştir. Daha çok geç Roma evresindeki kente
su sağlayan havuzu ve su kemerleriyle bilinen yerleşimde, 13 yıldır sürdürülen kazılar sonucunda
ortaya çıkartılan Hıristiyanlık Dönemi’ne ait bir kilise, vaftizhane ve ek yapılar yerleşimin Bizans
Dönemi’nde de önemli bir merkez olduğunu kanıtlamaktadır. Kazılarda ortaya çıkartılan duvarlar,
geç antik çağda kentin sur duvarıyla çevrelendiğini gösterir. Bölgenin Selçuklu devletinin eline
geçmesiyle, eski yerleşimin üzerine Türk Dönemi’nde dini ve sivil yapılaşma sonucunda yeni
bir kent dokusu oluşmuştur. Halen kullanılmakta olan günümüze ulaşabilmiş yapıların büyük
bölümü de Türk Dönemi’ne aittir. Kentin geçmişinden dolayı tüm yerleşim alanı 1., 2. ve 3. derece
arkeolojik sit olarak tescili yapılmış, 2017 yılında Koruma Amaçlı İmar Planı’nın kabul edilmesiyle
de kentin tarihi dokusu koruma altına alınmıştır.
Kentte 13 yıl süren İtalyan kazılarından sonra, 2016 yılında Niğde Müzesi başkanlığında
ve Doç. Dr. Osman Doğanay bilimsel danışmanlığında başlattığımız yeni dönem araştırma, kazı
ve restorasyon çalışmaları kapsamında Kemerhisar’daki geç antik dönemden günümüze kadar
süregelen yapılaşmaya dair ilk tespitlerimiz bu çalışma kapsamında kısaca değerlendirilecektir.
Böylelikle günümüze ulaşabilmiş yapılardan yola çıkarak kentin, geç antik çağdan günümüze
gelişimi ortaya konulması amaçlanmaktadır. Söz konusu mimari yapılaşma kapsamında
kentteki Roma İmparatorluğu Dönemi su sistemlerine dair yapılar (havuz, su kemeri ve hamam)
ve tapınaklar, Bizans Dönemi kilise ve vaftizhane, Türk Dönemi’nde cami, mescit ve hamamlar,
Cumhuriyet Dönemi sosyal yapıları ve yöresel konutlar ile bunlara ait mimari parçalar çalışmamız
kapsamında ele alınacak konuların başında gelmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | October 1, 2019 |
Submission Date | December 13, 2017 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 13 - 21. Uluslararası Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazıları ve Sanat Tarihi Araştımaları Sempozyumu Bildirileri |
Submission of articles for the January 2025 issue of Akdeniz Art (volume: 19 issue: 35) will take place between October 1 st to 15 th , 2024.