Zayn al-Dīn Muhammad b. Abī Bekr al-Rāzī (d. after 666/1268), one of the scholars of the Anatolian Seljuk period, is best known for his works on Arabic language and tafsīr. However, in addition to his well-known works such as Muhtâru's-sıhâh and Tafsîru garîbi'l-Qur'âni'l-azîm, his book entitled Kenz al-hikma, in which he commented on 100 ḥadîths selected from the Kutub al-sitta, is quite remarkable in terms of showing the activities of a scholar in the science of ḥadīth in Konya, the capital of the Seljuks. During the three centuries of the Anatolian Seljuk period, the number of works on ḥadīth was significantly fewer than those produced the Great Seljuk period and the later Ottoman period. Al-Rāzī studied Ibn al-Athīr's (d. 606/1210) famous work Jāmi al-usūl to al-Sadr al-Dīn al-Qūnawī (d. 673/1274), a famous thinker of the period, and received an ijāzah from him to narrate it. Recent studies on al-Rāzī generally focus on his contributions to Arabic linguistics and Qur’anic exegesis. However, there is a lack of independent research examining his position in the field of hadith. This study concludes that although al-Rāzī was not among the highest ranking ḥadīth scholars of his time, he was one of the few scholars who produced ḥadīth works on ḥadīth. Furthermore, it has been determined that during his stay in Konya, his scholarly circle was predominantly composed of Sufis, and the hadiths included in his work were closely related to the foundational teachings of Sufism. However, while interpreting these ḥadīths, al-Rāzī deliberately avoided incorporating Sufi interpretations.
Anadolu Selçuklu devrinde yetişmiş âlimlerden birisi olan Zeynüddîn Muhammed b. Ebî Bekr er-Râzî (ö. 666/1268’den sonra), daha çok Arap dili ve tefsir alanlarına dair eserleriyle tanınmaktadır. Onun bu sahalara ilişkin Muhtâru’s-sıhâh ve Tefsîru garîbi’l-Kur’âni’l-azîm gibi oldukça şöhret kazanmış eserlerinin yanında, Kütüb-i sitte’den seçtiği Kenzü’l-hikme isimli 100 hadîsi şerh ettiği kitabı, Selçuklu’nun payitahtı Konya’da bulunan bir âlimin hadis ilmine dair faaliyetlerini göstermesi açısından oldukça dikkat çekicidir. Nitekim Anadolu Selçuklu devrine tesadüf eden yaklaşık üç asırlık zaman diliminde hadis ilmiyle ilgili eserler nicelik olarak, bu süreçten önceki Büyük Selçuklu dönemine ve sonraki Osmanlı devrine nazaran daha azdır. Zeynüddîn er-Râzî, dönemin meşhur düşünürlerinden Sadreddîn Konevî’ye (ö. 673/1274) İbnü’l-Esîr’in (ö. 606/1210) Câmiu’l-usûl isimli meşhur eserini okuyarak kendisinden kitabı rivayet için icazet almıştır. Râzî ile ilgili son dönem araştırmaları genellikle onun Arap dili sahasındaki konumuna ve tefsirciliğine odaklanmaktadır. Hadis sahasındaki yeri ile ilgili tespit edilebilen herhangi bir müstakil araştırma yoktur. Bu çalışmada Zeynüddîn er-Râzî’nin hadis ilminde yüksek seviyede bir hadis âlimi olmamakla beraber döneminde ve bulunduğu bölgede hadis eseri telif etmiş nadir âlimlerden biri olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Öte yandan onun Konya’da bulunduğu esnada ilmî çevresinin büyük oranda mutasavvıflardan oluştuğu, eserine aldığı hadislerin konularının tasavvufun temel öğretileri ile ilişkili olduğu fakat hadisleri şerh ederken neredeyse hiçbir tasavvûfî yoruma yer vermediği tespit edilmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Hadith |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | December 30, 2024 |
Publication Date | December 30, 2024 |
Submission Date | April 15, 2024 |
Acceptance Date | July 5, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 54 Issue: 2 |