Boycotts, one of the important forms of political consumerism, are democratic actions in which consumers show their sensitivity to social issues via consumer protests. These actions are seen as more peaceful forms of opposition, separated from other politically motivated forms of opposition, and seen as citizen practices that reinforce democracy. However, in some cases, boycotts can threaten political and social equality, support undemocratic ideologies, and turn into hostile actions when these peaceful collective movements are shaped by consumer ethnocentrism fed by nationalism and religiosity. This study examines the factors affecting the participation of individuals in boycotts within the framework of political consumerism, and in particular, the relationship between important concepts for ethnocentrism such as nationalism and religiosity, and participation in boycotts within the context of Turkey. In this study, which was conducted using survey data collected from a representative sample in Turkey in 2020, a statistically significant relationship is found between "nationalism", "religiosity", "education level", " full-time employment" and the frequency of boycotts. Our quantitative analysis in the context of ethnocentrism, which is the main focus of the research, shows that the level of religiosity in Turkey is more effective in participating to boycotts than the level of nationalism. While this study contributes to the understanding of consumer behavior in the context of political participation, an important field of study in communication studies, it is also important for the development of new policies and communication strategies.
Siyasal tüketiciliğin önemli biçimlerinden biri olan boykotlar, tüketicilerin, tüketim protestoları ile toplumsal olaylara duyarlılıklarını gösterdikleri demokratik eylemlerdir. Bu eylemler siyasi olarak motive edilmiş olan diğer muhalefet biçimlerinden ayrılarak daha barışçıl bir karşıtlık olarak değerlendirilmekte ve demokrasiyi pekiştiren vatandaş hareketleri olarak görülmektedir. Ancak bazı durumlarda boykotlar siyasi ve sosyal eşitliği tehdit eden, demokratik olmayan ideolojileri destekleyen nitelikte olabilmekte ve söz konusu barışçıl kolektif hareketler, milliyetçilik ve dindarlık ile beslenen tüketici etnosentrizmi ile şekillendiğinde düşmanca eylemlere dönüşebilmektedir. Bu çalışmada, siyasal tüketicilik kavramı çerçevesinde bireylerin boykotlara katılımını etkileyen faktörlere odaklanılmakta ve özellikle de milliyetçilik ve dindarlık gibi etnosentrizm açısından önemli kavramlar ile boykota katılma arasındaki ilişki Türkiye bağlamında incelenmektedir. 2020 yılında Türkiye’de temsili bir örneklem üzerinden toplanmış anket verileri kullanılarak yapılan araştırmada, “milliyetçilik,” “dindarlık,” “eğitim seviyesi” ve “tam zamanlı bir işte çalışma” durumu ile boykot sıklığı arasında istatistiksel olarak önemli bir ilişki saptanmıştır. Araştırmanın ana odağında olan etnosentrizm bağlamındaki nicel analizler Türkiye’de dindarlık seviyesinin milliyetçilik seviyesine göre boykota katılmada daha etkili olduğu göstermiştir. Bu çalışma, iletişim çalışmalarının önemli bir inceleme alanı olan tüketici davranışlarının siyasal katılım bağlamında anlaşılması adına katkı sunarken yeni siyasaların ve iletişim stratejilerinin geliştirilmesi adına da önem taşımaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Communication and Media Studies |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2022 |
Submission Date | September 1, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |