Abstract
Belgesel, gerçekliğe en yakın film türü olarak görülür. Belgeselde, gündelik yaşamın
detayları gerçek-çekimlerle yeniden inşa edilir. Günümüzde, belgeseli diğer türlerden
ayıran çizgiler bulanıklaşmaktadır. Nitekim belgesel adı altında kabul edilen pek
çok filmde, gerçekçilik kavramı bir zorlama olarak yer almaktadır. Bu çalışmada,
belgeselde gerçekçilik sorunu, melez yapılarla karşılaştırılarak incelenecektir. Bu
bağlamda, belgesel ile canlandırma belgesel türü arasındaki ilişki, ele alınacaktır.
Geleneksel belgesellerle kıyaslandığında, canlandırma belgeseller, tamamıyla gerçekdışı
gözükebilir. Nitekim canlandırma belgeseller, gerçek-çekimlere ve fotoğraflara
dayanmaz.
Bu bağlamda; Waltz with Bashir (2008), Is the Man Who Is Tall Happy?: An Animated
Conversation with Noam Chomsky (2013) ve The Life and Mind of Mark DeFriest
(2014) filmleri, tür eleştirisi yöntemiyle incelenecektir. Araştırmada, tür eleştirisine
ilaveten, anket uygulaması yapılmış ve elde edilen bulgular analiz edilmiştir