Abstract
Yönetim olgusunun ortaya çıktığı, iktidar ilişkilerinin yaşandığı her yerde rızanın, toplumsal
meşruiyetin nasıl elde edileceği, hegemonyanın nasıl sağlanacağı, iktidar alanın nasıl
genişletileceği temel bir sorundur. Otoriter toplumlarda baskı ve şiddet, iktidarın varlığı ve devamı
açısından önemli bir araç olma vasfını tarihsel süreç içerisinde uzun süre korumuştur. Ancak,
çoğulcu anlayışın geliştiği, demokratik kazanımların görece arttığı günümüz toplumlarında
iktidarların daha çok ideolojik araçlara gereksinim duymaya başladığı görülmüştür. Totaliter
yönetimlerin varlıklarını, baskı ve şiddete dayalı bir anlayışla sürdürebilmeleri mümkün iken;
demokratik toplumlarda baskıya karşı gösterilen direnç, yönetimin otorite kurma tarzını
değiştirmekte ve yumuşatmaktadır. Bu bağlamda; mevcut iktidara rıza gösterme olarak
tanımlanan hegemonyanın kurulması açısından bilgi ve iletişim teknolojileri sayesinde sürdürülen
açık ve örtülü propaganda faaliyetleri büyük önem taşımaktadır.