Abstract
Bu çalışmanın amacı, literatürde oldukça ihmal edilmiş bir konu olan ‘bütünleşik
kurumsal iletişim açısından çerçeveleme teorisinin ne ifade ettiğini’ ortaya çıkarmaktır.
Çalışmanın ilk aşamasında bütünleşik kurumsal iletişim düşüncesi açıklanırken,
ikinci aşamada, daha çok haber araştırmalarında kullanılan çerçeveleme teorisinin
bütünleşik kurumsal iletişim içerisinde nasıl yer alması gerektiği tartışılmıştır. Literatür
taraması sonucunda elde edilen veriler ışığında, çalışmanın sonucunda, çerçevelerin
kurumlar tarafından (olumlu veya olumsuz) hangi maksatlarla kullanıldığı ortaya
koyulmuştur. Çerçeveleme olgusunun, kurumun kamuların gözünde konumlanması
açısından önemli olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Kurumların geniş çerçeveler
kullanmasının modern çift yönlü iletişim anlayışıyla uyum sağladığına dikkat çekilerek,
kurumların geniş çerçeveler kullanmasının bir seçim olmasından çok gereklilik olduğu
saptanmıştır. Yine, buna ek olarak kurumların özellikle medya kanalları aracılığıyla
genel olarak kendilerini olumlu özelliklerle bütünleşecekleri şekilde çerçeveledikleri,
çerçeveleme sayesinden manipülasyonun kolaylaştığı, bir nevi hedef kitle üzerinde
istenilen etkinin yaratılabilmesinin mümkün olduğu ortaya çıkarılmıştır. Buna karşın,
çeşitli araştırmacıların görüşleri temel alınarak, etik değerlere bağlı kurumların, geniş
çerçeveler oluşturmasının hedef kitlelerinde olumlu sonuçlar ortaya çıkaracağı iddia
edilmiştir.