Tarih, insanlığın bilim ve teknoloji alanında atmış olduğu ilk adımları, deyim yerindeyse
daha koyu harflerle yazar. Yeniliklerin başlangıç noktası olarak kabul edilen bu ilk
adımlar, daha sonraki gelişmelere de dayanak olarak kabul edilir. Yaşadığımız çağdaki
teknolojik gelişmeler de ileride gerçekleşecek olan daha büyük gelişmelerin başlangıç
noktası olarak öngörülmektedir. Öte yandan, dijital teknolojilerde yaşanan gelişmeler
için “henüz yolun başındayız” düşüncesi, pek çok uzman tarafından dile getirilmiştir.
Tüm gelişmeler gibi, cesaretlendirici ve korkutucu sonuçları içinde barındıran dijital
dünyaya dair gelişmeler, kişisel verilerin güvenliği söz konusu olduğunda genellikle
kötümser öngörüleri gündeme getirmektedir. Pazar kurallarının geniş hakimiyeti
nedeniyle, dijital gözetime konu olan “kişisel verilerin güvenliği” sorunu, konu üzerine
çalışan sosyal bilimcilerin sıklıkla uyarıda bulunduğu bir alan haline gelmiştir.
Pazarlama amaçlı geliştirilen yazılımlar, dijital birer göz gibi çalışmakta, kişisel verilerin
pazarlama hedefleri temelinde elde edilmesinde aktif rol oynamaktadır. Özellikle
çerez kullanımının aracı kılındığı bu tür uygulamalarda kişilerin açık rızasının alınması
konusundaki karmaşa, hem çerez kullanımının bir hizmet sunumu için koşul haline
getirilmesi noktasında, hem de yine bu kapsamda açık rıza kavramının tanımındaki
bulanıklık nedeniyle sorunlu bir alan yaratmaktadır. Bu çalışmada bu sorun, yargı
ve denetleme aktörlerinin görüşleri ışığında, alana ilişkin literatür ve yasal mevzuat
kapsamında değerlendirilmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Communication and Media Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2019 |
Submission Date | March 1, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Issue: 31 |