This article examines the reconstruction of religion within the context of popular culture through an analysis of the Gassal series, broadcast on the TRT Tabii digital platform in 2024. The study explores the representation of concepts such as religion, death, loneliness, and humor through the lens of communication theories. Centering on the existential journey of Baki, a mortuary washer, the series intertwines Turkish-Islamic death rituals with dark comedy, offering both a critical and meaningful reinterpretation of these rituals. This narrative, shaped by the interplay between societal norms and individual quests for meaning, problematizes the representation of the sacred within an increasingly secularized media environment. Employing thematic analysis and netnographic methods, the study analyzes all ten episodes of the series across visual, auditory, and narrative dimensions. The findings show that Gassal strengthens cultural identity through its humorous depiction of religious rituals, offering audiences a space for existential reflection on themes like death and loneliness. Netnographic analysis of viewer comments further indicates that these representations generate emotional resonance and connect with individual experiences. Drawing on Stuart Hall’s representation theory and Lövheim’s media-religion framework, the study examines how religious themes are transformed within the dynamics of popular culture in Turkish media, contributing original insights to the literature on media and communication studies.
Bu makale, dinin popüler kültür bağlamında yeniden inşa edilişini, TRT Tabii dijital platformunda 2024 yılında yayımlanan Gassal dizisi üzerinden analiz etmektedir. Çalışma, din, ölüm, yalnızlık ve mizah gibi kavramların temsilini, iletişim kuramları ekseninde incelemektedir. Cenaze yıkayıcısı Baki karakterinin ölüm ve yalnızlıkla örülü varoluşsal serüvenini merkezine alan dizi, Türk-İslam geleneğine özgü ölüm ritüellerini (örneğin kefenleme, cenaze namazı) karanlık komediyle harmanlayarak, bu ritüelleri hem eleştirel hem de anlamsal bir çerçevede yeniden yorumlamaktadır. Toplumsal normlar ile bireysel anlam arayışları arasında şekillenen bu anlatı, sekülerleşen medya ortamında kutsalın temsilini problematize etmektedir. Sekülerleşen medya ortamı, medyanın içerik üretiminde ve temsil pratiklerinde dinî veya kutsal değerlerin etkisinin azaldığı, bunun yerine daha dünyevi, bireysel perspektiflerin öne çıktığı bir dönüşümü ifade etmektedir. Çalışma, tematik analiz ve netnografik yöntemler aracılığıyla dizinin 10 bölümünü görsel, işitsel ve anlatısal düzlemlerde çözümlemektedir. Bulgular, Gassal’ın dinî ritüelleri mizahi bir anlatımla sunarken kültürel aidiyet duygusunu pekiştirdiğini; ölüm ve yalnızlık gibi evrensel temalar etrafında izleyicilere varoluşsal düşünme alanı sunduğunu göstermektedir. Netnografik analiz, izleyici yorumları üzerinden bu temsillerin duygusal rezonans yarattığını ve bireysel deneyimlerle bağ kurduğunu göstermektedir. Stuart Hall’un temsil kuramı ve Lövheim’in medya-din çalışmaları kapsamında, dizinin Türk medyasında dinî temaların popüler kültür dinamikleri içerisinde nasıl dönüştüğü iletişimsel bağlamda ele alınarak, medya ve iletişim araştırmaları literatürüne özgün bir katkı sunulması amaçlanmıştır.
| Primary Language | Turkish |
|---|---|
| Subjects | Communication Studies, Communication Theories, Internet Publishing, Radio-Television |
| Journal Section | Communication - Public Relations |
| Authors | |
| Publication Date | September 29, 2025 |
| Submission Date | April 7, 2025 |
| Acceptance Date | June 13, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Volume: 27 Issue: 3 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.