İslam düşünce tarihinde üretilmiş ilmi mirasın tetkiki, tahkiki ve tahlili kendi içinde birçok zorluğu barındırmaktadır. Çünkü, geçmiş dönemde yazım ve basım tekniklerinin bugünkü gibi gelişmemiş olması ve bütün eserlerin resmi merciler tarafından kayıt altına alınamaması, günümüzde bazı eserlerin otantikliği hakkında şüphelere sebebiyet vermektedir. Bu tür şüpheler ise çoğu zaman ilmi mirasın doğru bir şekilde anlaşılmasını engellediği gibi ilmi geleneklere zarar verebilecek büyük tahrifatlara da neden olmaktadır. Bu tür yanlış anlaşılmalara ve bunlardan kaynaklı eleştirilere maruz kalan alimlerden biri de İslam düşünce tarihinin mihenk taşlarından olan Gazzâlî’dir. Nitekim İslam düşüncesindeki etkin konumundan dolayı bazen muhalifleri tarafından bazen ise müntesipleri tarafından birçok fikir ve eser Gazzâlî’ye nispet edilerek meşruiyet zemini bulmaya çalışmıştır. Gazzâlî’nin pek çok ilmi alanda eser telif etmesi ile geçirmiş olduğu bazı fikri değişimler, ona ait olmamasına rağmen bazı fikir ve eserlerin ona nispet edilmesini kolaylaştırmıştır. İfade ettiğimiz hususlara konu olan eserlerden biri de günümüz kelâm, tasavvuf ve felsefe alanında yapılan çalışmalarda Gazzâlî’nin görüşlerinin tespitinde sıklıkla kullanılan Meâricü’l-kuds fî medârici marifeti’n-nefs adlı eserdir. Bu eserin araştırmacılar tarafından çalışmalarda sıklıkla kullanılması, eserin Gazzâlî’ye nispeti hakkında genel bir kabulün oluştuğunu göstermektedir; fakat eserin bazı kısımları hariç, muhtevası ve temel düşüncesi Gazzâlî’nin diğer kitaplarında savunmuş olduğu en temel görüşlerinden farklılık arz etmekte, hatta bariz çelişkiler barındırmaktadır. Bununla birlikte son dönemlerde bu eserin yaratmış olduğu olumsuz etkileşim, Gazzâlî’nin birçok haksız eleştiriye maruz kalmasına sebebiyet verdiği gibi onun görüşlerinin tespitinde de ikilemlere sebebiyet vermiştir.
Literatür taraması neticesinde tespit edebildiğimiz kadarıyla eserin Gazzâlî’ye aidiyeti hakkında Türkiye'de Arap dünyasında ve Batı dünyasında geniş çaplı bir çalışma yapılmamıştır. Bu husus, ilmi mirasın doğru bir şekilde tahlil edilebilmesi için eserin müstakil olarak incelenmesini zorunlu kılmıştır.
Eserin aidiyetinin tespiti için geçmiş dönemin tarihsel verilerinden hareket edildiğinden, içinde barındırdığı zorluklar sebebiyle klasik eserlerin, tabakat eserlerinin ve el yazmalarının incelenmesi ile eserde geçen görüş ve atıfların analizine odaklanılmıştır. Yapılan incelemeler ve analizler sonucu klasik tabakat türü eserlerde Gazzâlî’nin biyografisini veren birçok yazar tespit edilmiştir. Bu yazarların eserlerinin hiçbirinde Meâricü’l-kuds, Gazzâlî’ye nispet edilmemiştir. Nitekim Gazzâlî’nin kendi eserlerinden Meâricü’l-kuds’e hiçbir şekilde atıf olmadığı gibi bu eserden de onun hiçbir eserine atıfta bulunulmamıştır. Ayrıca Gazzâlî sonrası dönemde bazı fikir ve eserlerinden dolayı Gazzâlî’ye ciddi eleştiriler yönelten birçok âlim bulunmaktadır. Bu âlimlerden hiçbiri Meâricü’l-kuds adlı esere atıfta bulunarak herhangi bir eleştiri yöneltmemiştir.
Meâricü’l-kuds adlı eserde, Gazzâlî’nin hiçbir eserinde karşılaşmadığımız farklı bir üslup bulunmaktadır. Bu eserde, herhangi bir ilmi kritiği yapılmamış sayfalarca birebir alıntı bulunmaktadır. Bilindiği gibi Gazzâlî, süzgeçten geçmeyen ve sadece taklit yoluyla elde edilen bilgilere karşı cephe alarak bu tarz üsluba sahip olanlara ciddi eleştiriler yöneltmiştir. Meâricü’l-kuds adlı eserde ise İbn Sînâ (öl. 428/1037), İmam Gazzâlî (öl. 505/1111) ve Râğıb el-Isfahânî’nin (öl. 502/1108) eserlerinden yapılan birebir sayfalarca alıntı tespit edilmiştir. Bu alıntıların birebir olduğunu daha iyi gözler önünü sermek için alıntılar, iktibasların yapıldığı eserler ile mukayeseli olarak verilmiştir.
Bütün bunlarla beraber bu eser, muhtevası göz önünde bulundurularak Gazzâlî’ye aidiyeti kesin olan eserlerindeki metodolojisi ve temel düşüncesi ile karşılaştırılmıştır. Sonuç olarak eserin muhtevasının Gazzâlî’nin temel düşüncesi ve metodolojisiyle uyuşmaması ile eserde yapılan sayfalarca alıntının varlığı başta olmak üzere elde edilen diğer delillere dayanılarak ona ait olmadığı kanaatine varılmıştır.
The study, investigation and analysis of the scholarly heritage produced in the history of Islamic thought has many difficulties in itself. Because in the past, writing and printing techniques were not as developed as they are today, and not all works were recorded by official authorities, which has caused doubts about the authenticity of some works today. Such doubts often prevent a correct understanding of the scholarly heritage and cause major distortions that can damage scholarly traditions. One of the scholars who has been subjected to such misunderstandings and the criticisms arising from them is al-Ghazālī, one of the cornerstones of the history of Islamic thought. Due to his influential position in Islamic thought, many ideas and works have been attributed to al-Ghazālī, sometimes by his opponents and sometimes by his followers, in an attempt to find a ground of legitimacy. The fact that al-Ghazālī has written in many different scientific fields and he has gone some intellectual changes facilitated the attribution of some ideas and works to him, although they did not belong to him. One of the works that is subject to the issues we mentioned is Ma‘ārij al-quds fī madārij ma‘rifat al-nafs, which is frequently used to determine al-Ghazālī's views in contemporary studies in the fields of kalām, Sufism, and philosophy. The fact that this work is frequently used by researchers in their studies shows that there is a general acceptance about its attribution to al-Ghazālī. However, with the exception of some parts of the work, its content and basic thought differ from the most fundamental views that al-Ghazālī defended in his other books, and even contain obvious contradictions to them. In addition, the negative interaction created by this work has caused al-Ghazālī to be subjected to many unfair criticisms and has caused dilemmas in the identification of his views.
As far as I have been able to determine as a result of the literature review, there has not been a comprehensive study in Turkey, the Arab world and the Western world about the attribution of the work to al-Ghazālī. This has necessitated an independent study of the work in order to analyze the scholarly heritage properly.
Since the historical data of the past periods was used to determine the work's belonging, due to the difficulties involved, I have focused on the the analysis of classical works, tabakat works and manuscripts and also the analysis of the opinions and references mentioned in the work. As a result of the examinations and analyses, many authors of classical Tabaqat works have been identified who have given al-Ghazālī's biography in their works. None of these works attributed Ma‘ārij al-quds to al-Ghazālī. As a matter of fact, there is no reference to al-Ghazālī's Ma‘ārij al-quds from his own works, nor is there any reference to any of his works from this work. Moreover, although there are many scholars in the post-Ghazālī period who criticized al-Ghazālī for his works, there is no reference to Ma‘ārij al-quds in these criticisms.
In Ma‘ārij al-quds, there is a different style that we have not encountered in any of al-Ghazālī's works. In this work, there are pages of verbatim quotations without any scholarly critique. As is well known, al-Ghazālī took a stand against information that was not filtered and obtained only through imitation, and severely criticized those who had such a style. In Ma‘ārij al-quds, pages of verbatim quotations from the works of Ibn Sīnā (d. 428/1037), Imam al-Ghazālī (d. 505/1111), and Rāghib al-Isfahānī (d. 502/1108) were identified. In order to better demonstrate that these quotations are verbatim, the quotations are given in comparison with the works from which the quotations are taken.
In addition to all these, this work has been compared with the methodology and basic thought of al-Ghazālī’s works that are certain to belong to him, considering its content. As a result, based on the incompatibility of the content of the work with al-Ghazālī's basic thought and methodology and the presence of pages of quotations in the work, as well as other evidence obtained, it is concluded that this work does not belong to him.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Kalam |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | June 29, 2024 |
Publication Date | June 30, 2024 |
Submission Date | February 6, 2024 |
Acceptance Date | May 7, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |
Amasya İlahiyat Dergisi-Amasya Theology Journal Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.